CKarakilic.com
Current View

Organ nakli câiz midir?

Organ nakli câiz midir? 0 َ و ُ ه ََ ا ع ي ِ جَ َ ِ ض ْ ر لا ْ ا َ ِ فِ َ ا م َ ْ م ُ ك ل َ ق ل خ َي ِ ذ � ل ا َ “O (Allâh), Yerde (ve gökde) ne varsa hepsini sizin için (sizin fâideniz için, sizi imtihan etmek için) yaratdı” Organ nakli câiz midir? Y A Z A N A Celâleddin Karakılıç 2012 َ Organ nakli câiz midir? 1 َ ُ ه َ ا ع ي ِ جَ َ ِ ض ْ ر لا ْ ا َ ِ فِ َ ا م َ ْ م ُ ك ل َ ق ل خ َي ِ ذ � ل اَ و َ “O (Allâh), Yerde (ve gökde) ne varsa hepsini sizin için (sizin fâideniz için, sizi imtihan etmek için) yaratdı” Organ nakli câiz midir? Y A Z A N A Celâleddin Karakılıç 2012 Organ nakli câiz midir? 2  Organ nakli câiz midir? 3 Besmele Hamdele Salvele ْ س ِ ب َ ِ م ي ِ ح � ر لاَ ِ ن ْ حْ � ر لاَ ِ لله اَ ِ م َ ين ِ م ل ا ع ْ ل اَ ِّ ب ر َ ِ لله ِ َ ُ د ْ م ْ لْ ا لا ََ ِ م ي ِ ح � ر لاَ ِ ن ْ حْ � ر لا لا َََ ِ ن يِّ د لاَ ِ م ْ و ي َ ِ ك ِ ل ا م ط َ ُ ين ِ ع ت ْ س ن َ ك ا � ي ِ إ و َ ُ د ُ ب ْ ع ن َ ك ا � ي ِ إ ط ََ َ ْ م ِ ه ْ ي ل ع َ ت ْ م ع ْ ن ا َ ن ي ِ ذ � ل اَ ط ا ر ِ ص َ م ي ِ ق ت ْ س ُ م ْ ل اَ ط ا ر ِّ ص لاَ ا ن ِ د ْ ه ِ ا لا ََ ين ِّ ل ا � ض لاَ لآ و َ ْ م ِ ه ْ ي ل ع َ ِ ب و ُ ض ْ غ م ْ ل اَ ِ ْ يْ غ ي ِ د ْ ه ي َ ُ َ لله ا و َ ِ م لآ ْ س ِ لإ ْ ا و َ ِ ن ا يم ِ لإ ِ ل َ ا ن ي د ه َي ذ � ل اَ ِ لله ِ َ ُ د ْ م ْ لْ ا َ ٍ م ي ِ ق ت ْ س ُ م َ ٍ ط ا ر ِ ص َ لى ِ إ َ ُ ء ا ش ي َ ْ ن م َ ى ف ط ْ ص اَ ن ي ِ ذ � ل اَ ِ ه ِ د ا ب ِ ع َ ى ل ع َ ٌ م لآ س و َ ِ لله ِ َ ُ د ْ م ْ لْ ا َ َ ِ ب َ ْ م ُ ه ع ِ ب ت َ ْ ن م و َ ن ي ِ ر ِ ه ا � ط لاَ ين ِ ب ِّ ي � ط لاَ ِ ه ِ ب ْ ح ص و َ ِ ه ِ ل آ َ ى ل ع و َ ٍ د � م ُ مُ َا ن ِ ل و ُ س ر َ ى ل ع َ ُ م لا � س لا و َ ُ ة و ل � ص ل ا َ ٍ ن ا س ْ ح ِ إ َ ِّ د لاَ ِ م ْ و ي َ لى ِ إ ِ ن ي َ Bi’smi’llâhi’r - Rahmâni’r - Rahîm Bütün âlemlerin Rabb’i, Rahmân ve Rahîm, Din Günü'nün sâhibi olan Allâh’a hamd olsun Yâ Rabb, biz Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz Bizleri doğru yola hidâyet eyle O kendilerine ni’me t verdiklerinin yoluna ilet Gazâba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil Bizi, îmân’a ve (fıtrat dîni olan) İslâm’a hidâyet eden Allâh’a hamd olsun Allâh, kimi dilerse onu, (kendisinde hayır gördüğü kimseleri) doğru yola iletir Hamd ols un Allâh’a ve selâm olsun O’nun beğenip seçtiği (kendisinde hayır görüp doğru yola iletdiği ) kullarına Salât ve selâm, Rasûl’ümüz Hazreti Muhammed üzerine, tayyîb ve tâhir olan Âl ve Ashâb’ının üzerine ve Kıyâmet’e kadar ihsân ile Âl ve Ashâb’ına t âbi’ olanların üzerine olsun Âmîn    Organ nakli câiz midir? 4 َ ا ع ي ِ جَ َ ِ ض ْ ر لا ْ ا َ ِ فِ َ ا م َ ْ م ُ ك ل َ ق ل خ َي ِ ذ � ل اَ و ُ ه َ “O (Allâh), Yerde (ve gökde) ne varsa hepsini sizin için (sizin fâideniz için, sizi imtihan etmek için) yaratdı” 1 1 - Bakara 29 Organ nakli câiz midir? 5 ْ س ِ ب َ ِ م ي ِ ح � ر لاَ ِ ن ْ حْ � ر لاَ ِ لله اَ ِ م َ Ö N S Ö Z Konumuzun aslı, esâsı , özelliği ve temel dayanağı, “Emânet Duygusu ve Önemi” olduğundan , b u kitapc ığın içeriği olan “İslâm’da Organ Nakli Câiz midir” konusu, “ E mânet duygusu ve inancı ” es âs alınar ak anlatılmaya ça lışıl mışdır Bunun için konunun buna göre mütâlea edilmesi lâzımdır َ ِ ه � ل ِ ل و َ ُ ك ْ ل ُ م ََ ِ ت ا و ا م � س لا ََ ْ ا و َ لا َ ِ ض ْ ر طَ “Göklerin ve yerin m ülkü ( ve tasarrufu) Allâh’ındır 2 َ ْ ا و َ ِ ت ا و ا م � س لاَ ُ د ي ِ ل ا ق م َ ُ ه ل َ لا َ ِ ض ْ ر َ ُ ء ا ش ي َ ن م ِ ل َ ق ْ ز ِّ ر لاَ ُ ط ُ س ْ ب ي ََ ُ ر ِ د ْ ق ي و ط ََ ُ ه � ن ِ إ َ ٌ م ي ِ ل ع َ ٍ ء ْ ي ش َ ِّ ل ُ ك ِ ب “Göklerin ve yerin anahtarları O’nundur Kimi dilerse onun rızkını yayar, (dilediğininkini de) kısar ( Bu O’nun meşiyyeti gereğidir) Çünkü O, her şey’i çok iyi bilendir ” 3 َ ِ ض ْ ر ْ لْ ا و َ ِ ت ا و ا م � س لاَ ِ فِ َا م َ ُ ه ل َ ُ ح ِّ ب س ُ ي ج “ Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nu tesbîh (ve tenzîh) eder 4 Âyet - i kerîme’ler inde ve buna benzer diğer âyet - i kerîme ve hadîs - i şerîf’lerde ifâde buyurulduğuna göre , insan organları Allâ h’ın mülküdür ve onun üzerindeki tasarruf yetkisi de yalnız Allâh’a âitdir Bir lûtf - ü ilâhî olarak , 2 - Fetih 14 3 - Şûrâ, 12 Meşiyyet : Allâh’ın irâdesi, dilemesi , 4 - Haşr, 24 Organ nakli câiz midir? 6 َ لا م ع َ ُ ن س ْ ح ا َ ْ م ُ ك � ي َ ا َ ْ م ُ ك و ُ ل ْ ب ي ِ ل َ ة و ي ْ لْ ا و َ ت ْ و م ْ ل اَ ق ل خ َى ِ ذ � ل ا ط َ “O, hanginizin daha güzel amel (ve hareket) de bulunacağını imtih ân etmek için, (halîfelik vasfına lâyık olup olmadığınız husûsunda sizi denemek için), ölümü de, dirimi de takdîr eden ve yaratandır ” 5 âyet - i kerîme’sinde belirtildiği üzere , - rû hlar âleminde ki ahd - i mîsâk’ ın daki îm ânında samîmî olup olmadığını imtih ân etmek için - insana verilmiş birer emânet ’dir Bunun için de böyle bir tasarruf hakk ı , ne organını verene, ne yakınlarına, ne de o organı alacak olana verilmemiştir Bu bakımdan Organ nakli Allâh’ın haklarından bir hakk olunca O’nun izni ya da emri olmaksızın onda her hangi bir tasarrufda bulunmak câiz olmadığı gibi h iç bir kimse kendini öldürme, kendini veyâ ırzını başkasına satma hakkına sâhip olmadığı gibi, bu benim organımdır, dilediğim gibi kullanırım da diyemez َ ِ ن ح َ ِ ن يِّ د ل ِ ل َ ك ه ْ ج و َ ْ م ِ ق ا ف َ ا ف ي َط َََ ا ه ْ ي ل ع َ س ا � ن لاَ ر ط ف َ ِ تِ � ل اَ ِ لله اَ ت ر ْ ط ِ ف ط َََ “O halde (Habîbim , ey kulum), yüzünü bir Hanîf (Muvahhid bir müslüman ) olarak, dîne, Allâh’ın o fıtratına (İslâm fıtratına) çevir ki O , insanları bu nun üzerine (bu fıtra t üzerine ) yaratmışd ır ” 6 Âyet - i kerîme’sinde ifâde buyurulduğu üzere her insan , dünyaya gelişinde , ahd - i mîsak ’ daki ahidleşmedeki îmânı i l e berâber Müslüman olarak doğar Bunun için ezeldeki Ahd - i mîsâkın da samîmî olanlar bu dünyâda da samîmî bir müslümân olarak bu aslî (fıtrî) îmânlarını korur lar ve bülûğ çağından i’tibâren kesbî îmâna yönel i rler Samîmî olmayanlar 5 - Mülk, 2 6 - Rûm, 30 Organ nakli câiz midir? 7 da bunu kerhen yapmış olduklarından bu dünyâda da küf rü, şirki ve nifâkı tercih ed ip kesbî îmâna yönelemezler Îmânın aslı , esâsı ve temeli bu şeki lde olduğu gibi Em ânet D uygusu ’ nun aslı nın , es âsının ve temelinin de aynı şekilde olduğu husûsu, aşağıdaki âyet - i kerîme’de ve Huzey fe ibn - i Yemân radıye’llâhü anh ’ın rivâyet ettiği aşağıdaki h adîs - i şerîf’de ifâde buyurulmuşdur: َ ن ا م ْ لْ اَ ا ن ْ ض ر ع َا � ن إ َ ِ ت ا و ا م � س لاَ ى ل ع َ ة ََ ا ه ن ْ ل ِ م ْ يَ َن أ َ ْ ين ب أ ف َ ِ ل ا ب ِ ْ لْ ا و َ ِ ض ْ ر ْ لْ ا و ا ه ل حْ و َا ه ْ ن ِ م َ ن ْ ق ف ْ ش أ و ََ ُ ن ا س ن ِ ْ لإ ا ط ََ ا م و ُ ل ظ َ ن ا ك َ ُ ه � ن ِ إ ََ لا و ُ ه ج لا َ ين ِ ق ِ ف ا ن ُ م ْ ل اَ ُ ه � ل لاَ ب ِّ ذ ع ُ ي ِ ل ََ ب و ُ ت ي و َ ِ ت ا ك ِ ر ْ ش ُ م ْ ل ا و َ ين ِ ك ِ ر ْ ش ُ م ْ ل ا و َ ِ ت ا ق ِ ف ا ن ُ م ْ ل ا و َ ُ ه � ل لا َ َ ِ ت ا ن ِ م ْ ؤ ُ م ْ ل ا و َ ين ِ ن ِ م ْ ؤ ُ م ْ ل اَ ى ل ع ط َا م ي ِ ح � ر َا ر و ُ ف غ َ ُ ه � ل لاَ ن ا ك و َ “Biz emâneti (yapılmasında sevâb, yapılmamasında azâb olan emir ve nehiyleri) göklere ve yere ve dağlara teklîf ettik de onlar bunu yüklenmekden çekindiler, endişeye d üşüp korkdular İnsan (ise) onu yüklendi (Buna rağmen) o, şübhe yok ki, çok zâlim, çok câhildir” “Bunun âkıbeti şudur: Allâh, (emâneti muhâfaza etmeyen) erkek münâfıklar ile kadın münâfıkları, erkek müşrikler ile kadın müşrikleri azâba uğratacak; (e mâneti muhâfaza eden) erkek mü’minler ile kadın mü’minlerin de tevbelerini kabul edecektir Allâh, Ğafûr ve Rahîm’dir” 7 َ ن ِ م َا ُ و م ِ ل ع ف َ ُ ن آ ْ ر ُ ق ْ ل اَ ل ز ن َ � ُ ثُ َ ِ ل ا ج ِّ ر لاَ ِ ب ُ و ل ُ ق َ ِ ر ْ ذ ج َ ِ فِ َ ْ ت ل ز ن َ ة ن ا م لْ ْ ا َ � ن أ َ � ن � س لاَ ن ِ م َا ُ و م ِ ل ع و َ ِ ن آ ْ ر ُ ق ْ ل ا ِ ة َ “Şübhe yok ki emânet, (ezelde) insanların kalblerinin derinliğine indi Sonra Kur’ân indi (Bu suretle de) 7 - Ahzâb, 72 - 73 Organ nakli câiz midir? 8 Kur’ân’dan ve Sünnet’den (emânetin nasıl muhâfaza edilip edilmeyeceğini) öğrendiler” 8 Aynı hadîs - i şerîf’in devâmında da , َ � د ح َ � � ثُ ل ا ق َ ة ن ا م لْ ْ ا َ ِ ع ْ ف ر َ ْ ن ع َ ا ن ث َ “Sonra bu emânetin kaldırlmasından bahsetti de , kalblerden emânet duygusu ’ nun kaldırılmasının âhir zamana mahsus bir hal olduğunu ve âhir zamanda insanların dînen bozulacaklarını, bu suretle de emânetin ortadan kalkacağını haber verdi ” Konumuzun aslı, esâsı , özelliği ve temeli bu olduğuna göre, “İslâm’da Organ Nakli Câiz midir?” konusu nun câiz olup olmadığı hakkındaki delilleri , َ ا ع ي ِ جَ َ ِ ض ْ ر لا ْ ا َ ِ فِ َ ا م َ ْ م ُ ك ل َ ق ل خ َي ِ ذ � ل اَ و ُ ه َ “O (Allâh), Yerde ( ve gökde) ne varsa hepsini sizin için (sizin fâideniz için, sizi imtihan etmek için) yaratdı” 9 â yet - i kerîmesi’nin ışığı altında anlatmaya çalışacağız Tevfîk ve hidâyet, yalnız ve yalnız Allâhü Teâlâ’dandır A Celâleddin Karakılıç 16 - Aralık - 20 12 03 - Safer - 1434 Talas    8 - Sahîh - i Müslim Tercüme ve Şerhi,C 2 ss 524 Ahmed Davudoğlu 9 - Bakara 2V Organ nakli câiz midir? 9 َ ِ م ي ِ ح � ر لاَ ِ ن ْ حْ � ر لاَ ِ لله اَ ِ م ْ س ِ ب Organ nakli câiz midir? Târih boyunca insan oğlunun başına her ne gelmişse, üzerine farz olan dînî hakîkatlere inanmayışından veyâ onları gereği gibi doğru bir şekilde öğr enip bilmeyişinden veyâ İslâmî emir ve nehiyleri işine geldiği şekilde anlayıp yapmasından gelmişdir ki şu âyet - i kerîme, bunun açık bir delîlidir: َ ا م َن ِ م َ ك ب ا ص أ َ ا م و َ ِ ه ّ ل لاَ ن ِ م ف َ ٍ ة ن س ح َ ْ ن ِ م َ ك ب ا ص أ ََ ك ِ س ْ ف � ن َ ن ِ م ف َ ٍ ة ئ ِّ ي س َط َ “Sana gelen her iyilik (Allâhü Teâlâ’nın lûtf - ü ihsânı olarak) Allâh’dandır Sana gelen her fenalık da (kendi amelinin ve düşüncesiz davranışlarının bir karşılığı ve intikâmı olarak) kendindendir” 10 Şu âyet - i kerîme’ler de, hayatımızın acı - tatlı, iyi - kötü, sağlık lı - sağlıksız her ânında bir imtihân hâlinde olduğumuzu ve Yüce Rabb’imize karşı bir ğaflet hâlinde olmamamızı ifâde buyurmaktadır: َ ا َ ة و ي ْ لْ ا و َ ت ْ و م ْ ل اَ ق ل خ َي ِ ذ � ل َ ْ م ُ ك � ي ا َ ْ م ُ ك و ُ ل ْ ب ي ِ ل ََ ا َ ُ ن س ْ ح ََ لا م ع َط ََ ُ ز ي ِ ز ع ْ ل اَ و ُ ه و َ ُ ر و ُ ف غ ْ ل ا لا َ “O, hanginizin daha güzel amel (ve hareket) de bulunacağını imtihân etmek için ölümü de, dirimi de takdîr eden ve yaratandır O, (kendisine isyân edenlerden 10 - Nisâ’, 79 Organ nakli câiz midir? 10 intikam almakda) Gâlib - i mutlak’dır (Kendisine tevbe ile yönelip emir ve nehiy’lerine teslîm olanlar hakkında da) Gafûr’dur (bağışlayıcıdır) ” 11 َ ِ ء ا م ْ ل اَ ى ل ع َ ُ ه ُ ش ْ ر ع َ ن ا ك و َ ٍ م ا � ي ا َ ِ ة � ت ِ س َ ِ فِ َ ض ْ ر لا ْ ا و َ ِ ت ا و م � س لاَ ق ل خ َي ِ ذ � ل اَ و ُ ه و َ ل م ع َ ُ ن س ْ ح ا َ ْ م ُ ك � ي ا َ ْ م ُ ك و ُ ل ْ ب ي ِ ل ط “Hanginizin ameli ( hal ve hareketi) daha güzel olduğu (husûsun da) sizi imtihana çekmek için gökleri ve yeri altı günde yaratan O’dur (Bundan evvel ise) Arş’ı, su üstünde idi” 12 َ لا ْ ا َ ى ل ع َا م َا ن ْ ل ع ج َا � ن ِ إ َ ا لَ َ ة ن ي ِ ز َ ِ ض ْ ر َ لا م ع َ ُ ن س ْ ح ا َ ْ م ُ ه � ي أ َ ْ م ُ ك و ُ ل ْ ب ن ِ ل َ "Biz yer yüzünde ne varsa ona bir zîne t verdik ki insanları, hangisi daha güzel amel yapacak diye, imtihân edelim" 13 Şu halde, dünyâda ve âhiretde başımıza gelen ve gelecek olan iyi ve kötü her şey’, kendi amelimizin , düşünceli ve yâ düşüncesiz davranışlarımızın bir neticesi olduğuna gör e, aşağıdaki âyet - i kerîme’nin ve benzerlerinin ifâde buyurduğu konulara iyice kulak verip herhangi bir tehlike ile karşılaşmamamız için akıllı ve tedbirli davranıp gerekli tedbirleri alarak İslâm esâslarından ayrılmamamız lâzımdır: َ ي َ ْ ن م َ ِ س ا � ن لاَ ن ِ م و َ ٍ ف ْ ر ح َ ى ل ع َ َ لله اَ ُ د ُ ب ْ ع ج َََ ٌ ر ْ ي خ َ ُ ه ب ا ص ا َ ْ ن ِ إ ف ََِنََ ِ ه ِ ب َ � ن ا م ْ ط ا ج َََ ٌ ة ن ْ ت ِ ف َ ُ ه ْ ت ب ا ص ا َ ْ ن ِ إ و ََِنََ ِ ه ِ ه ْ ج و َ ى ل ع َ ب ل ق ْ ن ا فق َََ ة ر ِ خ لآ ْ ا و َا ي ْ ن � د لاَ ر ِ س خ ط ََ َ و ُ ه َ ك ِ ل ذ ََ ُ ين ِ ب ُ م ْ ل اَ ُ ن ا ر ْ س ُ ْ لْ ا َ 11 - Mülk Sûresi, âyet 2 12 - Hûd Sûresi, âyet 7 13 - Kehf Sûresi, âyet 7 Organ nakli câiz midir? 11 “İnsanlardan bir kısmı da vardır ki (cân - ü gönülden değil de işine gelen tarafından, bir kenarından, bir ucundan tutarak veyâ dil ucu ile müslümân olarak) Allâh’a ibâdet (ve kulluk) eder Eğer kendilerine bir hayır dokunursa ona yapışır, yatışır, (fit olur) Eğer bir fitne (bir şerr, bir zarar) i sâbet ederse yüz üstü geri dönüverir (de irtidâd bile eder) (İşte bu şekilde Allâh’a kulluk eden bir kimse), dünyâ’da da, âhiret’de de hüsrâna uğramışdır Bu ise, ap - açık bir ziyandır, (ap - açık bir hüsrândır)” 14 Bunun için z amânımızda - bir istidrac ehlinin gösterişleri gibi - 15 yaygın bir hâle gelen “Organ nakli” , “T üp bebek ” , “T aşıyıcı ” , “ K ılo nlama ” , “G enler ile oynayıp yaratılışın şeklini değiştirmek ” gibi konu larda da Allâhü Teâlâ’nın emir ve nehiylerini düşünmeden veyâ kâle almadan bir canı kurtar mak ve ona yardım etmek düşüncesi ile - merhamet duygularımız kabarıp - kendi yorumumuza göre fetvâ verip işimize geldiği şekilde amel etmeye çalışıyoruz ve bu 14 - Hacc Sûresi, âyet 11 - 12 - 13 15 - İsdidrac: Fâsık veyâ kâfir olduğu belli olan bir şahsın isteğe uygun olarak yapıp gösterdiği bir takım hârikalar , olağanüstü hâdiseler d i r ki Allâhü Teâlâ böyle bir imkânı belli bir zaman için ona verir O da her şey'i kendinden bilerek azdıkca azar, şımardıkça şımarır Bu suretle de bunlar ı, kendilerine verilmiş bir lûtf - i ilâh î sanır ki şu âyet - i kerîme, bunun açık bir delilidir: ن و ُ م ل ْ ع ي َ لا َ ُ ث ْ ي ح َ ْ ن ِ م َم ُ ه ُ ج ِ ر ْ د ت ْ س ن س َا ن ِ ت ا ي آ ِ ب َ ا ُ و ب � ذ ك َ ن ي ِ ذ � ل ا و “ Â yetlerimizi yalan sayanları biz , bilmeyecekleri nokta (lar) dan yavaş yava ş helâke yaklaştırırız” A’râf 182 Not : K erâmet ile istidrâcı, birbirine karıştırmamak lâzımdır Çünkü kerâmet, Allâhü Teâlâ’nın sevip râzı olduğu kullarının elinde meydana gelen olağanüstü ba’zı hallerdir ki böyle kimseler bu hallerini öyle kolay ko lay teşhîr etmezler İstidrac ise, fâsık veya kâfirlerin elinde belli bir zaman için meydana gelen olağanüstü hallerdir ki böyle kimseler, yaptıkları her şey’i kendilerinden bilip Tanrılık iddiâsına bile kalkışırlar Organ nakli câiz midir? 12 husûslardaki maddî ve ma’nevî sorumluluğumuzu da hiç düşünmüyoruz Son yılların büyük âlimler inden ve Fıkıh üstadlarından merhûm ve mağfûr Ömer Nasûhi Bilmen, “ Büyük İslâm İlmihâli” adlı eserinde şu hakîkatleri dile getiriyor: “İnsanların zatları ve uzuvları ( organları ) hayatda olduğu gibi, öldükden sonra da tecâvüzden masûn ( korunmuş ), ihtir âma ( saygı ve hurmete ) lâyıkdır Bunun için her hangi bir insanın hayâtına haksız yere kasd edilmesi Haram ’dır, bir Cinâyet’ dir Aynı şekilde bir insanın her hangi bir uzvunu ( organını ), kendi hayâtına âit bir zarûret bulunmaksızın haksız yere kesmek, yarm ak da haram ’dır, bir cürüm ’ dür Aynı şekilde bir insanı hadım yapmak, haksız yere döğmek de câiz değildir” “İnsan, muhte rem bir mahlûk olduğundan onun a’ zâsından ( organlarından ) hiç biriyle koparılarak intifâ’ olunamaz ( faydalanılamaz ) O’nun her han gi bir cüz’ü ; m eselâ ; saçları, tırnakları veyâ çıkmış dişleri satılamaz, bunları defn etmek lâzım gelir Bunun için bir kadının saçları alınıp başka bir kadının saçlarına ilâve edilemez Böyle bir hareket insanın şerefine bir tecâvüzdür, bir nev’î tezvîr’d en ( - dolandan ) ibâretdir ve ademî’nin ( kendisine âit olmayan bir şey’in ) cüz’iyle intifa’ ( faydalanma ) mâhiyetindedir Hattâ bir kadın kendi saçlarına kendisinin dökülmüş olan saçlarını da ilâve edemez, bu kerâhetden hâli değildir Fakat başka temiz b ir mahlûkun saçlarını ilâve edebilir” “Yiyecek bir şey’ bulamayıp muztar r bir hâle ( çâresiz kalmış bir hâle ) gelen bir insan, kendi vücûdünden bir parça et Organ nakli câiz midir? 13 koparıp yiyemez Başka birisinin uzuvlarında n birini de müsâadesi ile kesip yiyemez Böyle bir emir ve müsâade sahîh değildir Fakat böyle muzdar bir kimse, bulacağı bir ölü hayvan etinden ( ), hayâtını kurtarabilecek miktarda yer, eğer yem ez de ölürse günâha girmiş olur Çünkü b u h usûsda ruhsat vardır ” Bu bakımdan , “ Bir hayat sâhibini kurtarmak için, diğer bir hayat sâhibini parçalamak câiz değildir ” 16    Bu böyle olduğu gibi - he r hangi bir zarûret hâli olmadığı halde - vücûdün herhangi bir yerinde bir değişiklik yapmak ve yaratılış şeklini değiştirmek d e aslâ câiz değil dir Çünkü, Esmâ’ radıya’llâhü anhâ’ dan rivâyet edildiğine göre , bir kadın: “Yâ Rasûlâ’llâh, Kızım kızamığa yakalandığından saçları döküldü Onu evlendirdim (Dökülen saç yerine) iğreti bir saç takayım mı? d iye sordu Rasûl - i Ekrem de: َ ع ل َ ة ل و ُ ص ْ و م ْ ل ا و َ ة ل ِ ص ا و ْ ل اَ ُ َ لله اَ ن َ “Allâh, iğreti saç takana ve takdırana lâ’net etdi ( rahmetinden uzaklaştırdı )” 17 buyurdu Başka bi r Hadîs - i şerîf’lerinde de 16 - Büyük İslâm İlmihâli,ss 455 - 456 Ömer Nasûhi Bilmen 17 - Riyâzü’s - Sâlihîn,C 3 ss 204 (1673 nolu h ş ) Buhârî ve Müslim Organ nakli câiz midir? 14 َ ن ع ل ََ ة ل و ُ ص ْ و م ْ ل ا و َ ة ل ِ ص ا و ْ ل ا ا و ة ِ شِ ْ و ت ْ س ُ م ْ ل ا و َ ة ِ شِ ا و ْ ل َ “ İ ğreti saç takan ve taktıran, cildlerini iğne ile döğdürüp mâvi renkle boyayan ve boyalandıran ( süsleneceğim diye tabîî güzellikler ini bozan ) kadınlara lâ'net olsun " 18 buyurduğu gibi b una benzer başka bir Hadîs - i şerîf’de de, “Allâhü Teâlâ , cildini mâvi renklerle süsleyenlere ve süsletenlere, yüzünün tüylerini yolanlara, kaşlarını inceltenlere, ( dişlerini seyrekleştirenlere, Allâh’ın yarattığını bozan kadınlara, Allâh lâ’net etsin” 19 b uyur muşdur ki şu âyet - i kerîme, bu şekildeki davranışlardan şiddetle kaçınmamız lâzım geldiğini açıkca ifâde etmektedir: َ او ُ ه ت ْ ن ا ف َ ُ ه ْ ن ع َ ْ م ُ ك ا ه ن َ ا م و َ ُ ه و ُ ذ ُ خ ف َ ُ ل و ُ س � ر لاَ ُ م ُ ك ي ت آ َ ا م و ج ََ َ لله اَ ا ُ و ق � ت ا و ط ََ � ن ِ إ ِ ب ا ق ِ ع ْ ل اَ ُ د ي ِ د ش َ َ لله ا م َ “P eygamber size ne verdi ise (ne emr etdi ise) onu alın, size ne yasak etdi ise ondan da sakının Allâh’dan korkun Çünkü Allâh’( ın) azâbı çetindir” 20 Bunun için İslâm Dîni’nde, günah olan şey’leri yapmak câiz olmadığı gibi o şey’lere râzı olmak ve - ş iddetli bir cebir karşısında kalmadıkça - yardım etmek de câiz değildir Bu bakımdan günah olan şey’lere râzı olmak veyâ yardım etmek , 18 - Riyâzü's - Sâlihîn,C 3 ss 205 (1676 nolu h ş ) Buhârî ve Müslim 19 - Riyâzü’s - Sâlihîn,C 3 ss 205 (1677 nolu h ş ) Buhârî ve Müslim 20 - Haşr Sûresi, âyet 7 Organ nakli câiz midir? 15 yerine göre ya haram veyâ mekrûh olur ki bu husûs, İslâm Dîni’nde bir asıldır    Ayrıca, “Karnında canlı bir halde bulunan bir çocuğun kurtarılması için, ölen annenin karnının yarılarak canlı çocuğun kurtarılması nın câiz olması ” i se, ayrı bir konudur O rgan nakli konusu ile ilgili değildir Çünkü bu halde bir organ nakli yapılmıyor Sâdece annenin karnı yarılıp c anlı olan çocuk kurtarıldıkdan sonra tekrar kesilen yer dikilip eski hâline getiriliyor ve ölü, yıkanıp techîz ve tekfîni yapılarak defn ediliyor Organ naklinde ise her nekadar beyin ölümünün meydana geldiği iddia ediliyorsa da kalb henüz tam olarak ölmemişdir O kendi hâlinde çalışarak Rabb’ini tesbîh edip emânet edilen sâhibinin ölümünü gerçekleştirmemişdir İnsan hayâtının yaratılış gâyesi olan îmânın , ihlâsın, takvânın veyâ küfrün, şirkin, fıskın merkezi olan bu ma’nevî kalb, َ ْ ا َ ِ د ل ب ْ ل اَ ا ذ ه و ِ ين ِ م لا َ ٍ يم ِ و ْ ق ت َ ِ ن س ْ ح ا َ ِ فِ َ ن ا س ْ ن ِ لا ْ ا َ ا ن ْ ق ل خ َ ْ د ق ل ط َ “Şu Emîn şehir (hakkı için yemin ederim ki) biz, insanı, Ahsen - i takvîm üzere (en güzel bir sûretde) yaratdık ” 21 â yeti kerîme’ sinin ifâdesinde ifâde buyurulan Emîn şehir, her ne k adar - her cihetden korunmuş olan - Mekke şehri ise de, esâs anlamların da n birisi de, görünüşde bil d iğimiz ve bilmediğimiz nice görevlerini eksiksiz yerine getirmeye çalışan bir et parçası değil , 21 - Tîn, 4 Organ nakli câiz midir? 16 َ ُ و س � ر ل ِ ل و َ ِ لله ِ َ ا ُ و بي ِ ج ت ْ س اَ ا ُ و ن م آَ ن ي ِ ذ � ل اَ ا ه � ي َ ا َ ا ي َ ْ م ُ ك ي ِ ي ْ ُ يَ َ ا م ِ ل َ ْ م ُ ك ا ع د َ ا ذ ِ إ َ ِ ل ج ََ َ ُ ل و ُ يَ َ لله اَ � ن أَ ا ُ و م ل ْ ع ا و ََ ِ ه ِ ب ْ ل ق و َ ِ ء ْ ر م ْ ل اَ ْ ين ب َ ن ُ و ر ش ْ ُ � َ ِ ه ْ ي ل ِ إ َ ُ ه � ن َ أ و َ “Ey îmân ed enler, sizi, size hayât verecek şey’lere (dînî akîde ve esâslara) da’vet etdiği zaman Allâh’a ve Rasûl’üne i câbet edin Bilin ki şübhesiz Allâh, kişi ile kalbi arasına girer (ve ne yaptığını, ne düşündüğünü ve neye inandığını çok iyi bilir) Ve siz, hakîkaten O’na dönüp (O’nun huzûrunda) toplanacaksınızdır” 22 âyet - i kerîme’si n e göre onun sırrına Allâhü Teâ lâ’dan başka hiçbir kimsenin nüfûz etmesi mümkün olmayan ve her türlü tecâvüzden korunmuş, ihtir âma lâyık ( saygı ve hurmete lâyık ) îmânın, ihlâsın, takvânın veyâ küfrün, şirkin, fıskın merkezi olan şerefli ma’nevî bir organ , eşsiz emîn bir şehirdir Bunun için - öldüğü henüz kat’î olarak tesbit edilmeden koma hâlinde bulunan - her hangi bir insanın hayâtına haksız yere kasd edilmesi , her türlü tecâvüzden korunmuş maddî ve ma’nevî bir kalbin, bir şehrin harap edilmesi, onun haklarına büyük bir tecâvüz olup “Ha ram” dır, bir “Cinâyet” dir Deniliyor ki beyin ölünce kalbde de bir hayat eseri kalmış olmuyor Fakat bu iddiâ henüz ilmen isbât edilmiş olmadığı gibi bir takım şübheleri de gidermiş değildir İslâm Dîni esâslarına göre, her hangi bir konuda şübhe o lursa o konu gerçekleştirilip tatbikat safhasına konulmaz َأ ر ْ د ِ ا َ ُ و َ ِ ت ا ه ُ ب � ش ل ِ ا بَ د و ُ د ُ ْ لْ اَ ا : Şübhe - olduğu zaman - hadd’leri ( cezâ’ları ) def’ ediniz - tatbîk etmeyiniz - ) 23 22 - Enfâl, 24 23 - Tirmizî, Hudûd, 2 ve İbn - i Mâce, Hudûd, 5 Organ nakli câiz midir? 17 hadîs - i şerîfine göre, - şübheli hâllerde kısâs ve benzeri cezâ’lar bile tatbik edilmez - anlamın d a olan Hadîs - i şerîf , bunun açık delîllerinden birisidir Eğer beynin ölmesi halinde kalb d e ölüyor deniliyorsa, o zaman ö len her insanın kalbinden veyâ diğer organlarından da he r zaman ve her yerde istifâde edilmesi lâzım gel ir ki böyle bir şey’ in yapılması mümkün olmadığına göre , demek ki kalb henüz ölmemişdir Onda daha kendisine mahsûs bir hayat eseri vardır ki bu hayat eseri, Allâhü Teâlâ’yı zikre , emânet edilen sâhibinin îmânına veya küfrüne şâhidlikde, devam hâlindedir Belki bir an gelir ki o kalb, - Allâhü Teâlâ’nın emri ile - koma hâlinde bulunan sâhibini, yen i den hayâta döndürebilir    Bu bakımdan beynin ölmesi , kalbin de ölmüş olduğuna ve o kalb sâhibi insanın hayâtının son bulmuş olmasına delil ol a maz Ni ce takvâ sâhibi insanlar vardır ki komaya girmiş olmasına rağmen kalbinin “Allâh, Allâh, Allâh” diyerek yüce Rabb’ini zikr et tiği görülmüşdür Çünkü, ( َ � لا ِ إ َ ه ل ِ إ َ لآ َ و ُ ه َ : Lâ ilâhe illâ hû ) veyâ ( َ � لا ِ إ َ ه ل ِ إ َ لآ َللها : Lâ ilâhe ill all â h : Allâh'd an başka hiç bir ilâh - hiç bir tanrı, hiç bir ma'bûd - yokdur, yalnız O vardır ) Tevhîd Kelimesi ’ndeki “ Allâh ” lâfzı, Ulûhiyyet 'e ( mahsûs sıfatların hepsini kendinde toplamış bulunan H as bir isim ’ dir ki “ Esmâü'l - husnâ : En güzel isimler ” için de “ İsm - i A'zâm : En büyük isim ” dir Aynı zamanda Vâcibü'l - vücûd 'a delâ let eder ki varlığı zarûrî olan ve bir an dahî yokluğunu düşün mek mümkün olmayan Z ât demekdir O'nun varlığı, Organ nakli câiz midir? 18 Z ât ’ ının muktezâsıdır, ya'nî varlığında Z ât ’ ından başka hiçbir şey'e muhtaç değildir Bunun için Kelime - i Tevhîd ’deki “ Lâ ilâhe illâ'llâh ” ibâresi, îmânın birinci ruknü (farzı); “ Muhammedü'r - Rasûlü'llâh ” ibâresi de ikinci ruknü (farzı) olduğundan Sahîh bir îmân , ancak bu iki rukün ile birlikde mümkün olur Bunlardan birinin k abûl edilmemesi hâlinde o îman sahîh ve makbûl olmaz Hristiyan'ların, Hazreti Muhammed aleyhi's - selâm 'ın peygamberliğini kabûl etmedikleri gibi Aynı zamanda Kelime - i Tevhîd ’deki bu “Allâh” ismi ni teşkil eden harfler birer birer kaldırılsa bile ma'nâ yine bozulmaz ve yine Zât - ı Hakk 'a delâlet eden bir ism - i alem olarak kal ır Meselâ, b aştaki hemze kaldırılarak “ َََِ ِ لله : Li'llâ hi” dens e, birinci lâm kaldırılıp “ َ ُ ه ل : lehû” dense, bu lâm da kaldırılıp “ ََ ُ و ه : Hû” dense, hep aynı ma'nâdır, Al lâh ' a delâlet ederler Kur'ân'da bir çok yer de her ü çü de gelmişdir Yalnız bir “ َهَ:ََ ا ه ءَ : He” kaldığı sûrette de yine Zâtu 'llâh 'a delâlet eder Çünkü “ ََ ُ و ه : Hû” ism - i şer îfinin aslı da yalnız “ ََه : He” dir ( ََو : Vav) harfi aslî değil, zâiddir - Sarf ilminde beyan edildiğine göre tesniye ve cemi' hallerinde bu ( ََو : vâv) harfi, bütün bütün ya'nî hem yazılışta, hem de okunuşta düşüyor - Eğer ( َو : vâv) aslî olsaydı sâbit kalırdı Şu halde tek bir harf olan ( ََه : He) de Esmâü'l - husnâ 'dan bir isimdir Hem de Z ât - ı ulâhiyyet ’ e delâlet eden bir isimdir Organ nakli câiz midir? 19 Bu esâsdan dolayıdır ki h er canlı mahlûk, teneffüs etmek sûretiyle mecbûrî olarak Allâh'ı anmaktadır Çünkü ( ََه : He) harfinin mahreci gögüsden ve ciğerlerden gelen nefes ile çıkar Her nefes, bir ( He) harfidir Her insan (ister mü’min, ister kâfir, ister müşrik olsun) ve hattâ teneffüs eden her mahlûk, farkına varmadan her nefesde Allâhü Teâlâ'yı bu ismi ile anmaktadır Teneffüs, Allâh'ı anmak olunca, Allâh anılmadığı sûrette hayat bitiyor demekd ir Şu halde bu ism - i şerîf, aynı hayat demekdir Ruhların, bedenlerin varlıkda devâmı, ancak bu ism - i şerîf ile te'mîn edilmektedir ki bu husûs, her an açıkça görülmektedir" 24 Bunların hepsi bize açıkça ifâde ediyor ki beyin ölünce kalb henüz ölmemiş olduğundan Rabb’ini zikre devam etmektedir Bunun için de o kimseye ölü muâmelesi yapmak bir cinâyet dir    Ölünün techîz ve Tekfîninin yapılarak defn edilmesi konusu ise, ayrıca üzerinde durulması önemli bir konudur Çünkü Berzah âlemine ( kabir hayâtına ) tevdî edilen ve cesedleri çürümeyen ba’zı ölülerin , bedenlerinden herhangi bir yere iğne gibi bir şey batırıp kan çıkmasına sebeb olunduğu zaman “Abdestimi bozdunuz” şeklindeki ma’nevî ifâdeleri de târihen sâbit ma’nevî hakîkatlerdendir A ksi takdirde insan ölüsünün de bir hayvan ölüsü gibi herhangi bir yere atılıp hayvanlara ve haşerâta yem olması lâzım gelirdi    24 - Esmâü'l - Husnâ Şerhi Merhûm Ali Osman Tatlısu Ankara, 1963 Organ nakli câiz midir? 20 Ayrıca Red â ’ ( ََ ٌ ع ا ض ر ) konusunu ele alırsak red â ’ , bir kadının sütünün vakt - i mahsûsunda bir çocuğun mîdesin e gitmesine denir ki bu hal , nikâha mâni’ olduğu gibi bir takım akrabâlık hallerini n de meydana gelmesine sebeb olur Süt ana sayılacak bir kadın ister bikr olsun, ister sinn - i iyâsa vâsıl olsun olmasın ve isterse ber - hayât ol sun olmasın hepsi müsâvîdir R ed â ’ tahakkûk eder Süt ise, çocuğun mîdesine ister ağızdan, ister burnundan vâsıl olsun ve kendisine ister meme ile, ister emzik ile verilsin hepsi müsâvîdi r ve red â ’ tahakkûk eder Bu sütün az miktarda olması ile çok miktarda olması arasında da bir fark yokdur Yine rezâ ’ hukmü tahakkû k eder Red â ’ ın müddeti ise, İmâm A’zâm’a göre, velâdet ( doğum ) vaktinden i’tibâren otuz aydır İmâmeyn’e ve İmâm Züfer’e göre de iki kamerî senedir Bu müddet içerisinde içilecek süt ile rezâ ’ hukmü sâbit olur Fakat Z âhiriye mezhebine göre de rezâ’nın muayyen bir müddeti yokdur, küçük ile büyük müsâvîdir Bunun için süt emen k imse, çok yaşlı olsa da yine red â ’ hukmü sâbit olur ki Hazreti Âişe, İbn - i Mes’ûd ve İbn - i Abbâs gibi sahâbî lerin kanaati de böyledir Bu ba kımdan Red â ’ ın hukmü , h ıll - i nazar ve nikâhın haram olmasıdır Ya’nî aralarında süt bulunan kimseler akraba oldukları için , biribirlerine na - mahrem olmazlar ve bir fitne korkusu olmayınca biribirine bakabilirler Fakat aralarında nikâh câiz olmaz, haramdır Süt konusunda böyle bir akrabâlık meydana geldiği gibi acebâ organ nakli konusunda da aynı akrabâlık özellikleri Organ nakli câiz midir? 21 meydana gelir mi? Bu husûs da üzerinde durulmas ı lâzım gelen önemli konulardandır    Aynı konuyu h ukûkî bakımdan ele a lacak ol u rsa k burada da karşımıza bir t a kım proplemler çıka bili r ki bu konuları da hiçe sayma k doğru bir davranış olmaz Organı alınan bir kimsenin yakın akrabalarından birisi karşımıza geçip “Arkadaş sen benim baba mın v e yâ felan yakınımın kalbi ile veyâ b öbreği ile veyâ felan organı ile yaşıyorsun Bu bakımdan - süt kardeşliğinde veyâ kan kardeşliğinde olduğu gibi - aramızda bir akrabalık meydana gelmiş olduğundan mîras ile ilgili şöyle şöyle bir akrabalık bağı var dır Ben de hakkımı istiyorum” derse, bu kon u nasıl halledilecekdir Böyle bir hâl d e bir çok şübh e yi kendisinde bulu nduran önemli bir k onudur Aynı zamanda bir erkek ile bir kadın - şehvetle - birbirlerinin ellerini veya herhangi bir organını tutsa, o andan i’tibâren aralarında sihriyyet akrabâl ığı meydana gelir ki bu konuyu da göz ardı edip kâle almamak bir çok sakıncaları meydana getirdiği gibi bir takım sakat çocukların düny âya gelmesine de vesîle olmaktadır Çünkü böyle bir hal, İslâm esâslarına göre - gayri meşrû’ cinsî ilişki hukmündedir Bütün bunları göz önünde bulundurduğumuz zaman “Bir hayat sâhibini kurtarmak için, diğer bir hayat sâhibini parçalama nın câiz olmadığı h u su su ” açık bir şekilde gözlerimizin önüne serilmiş olur 25    25 - Büyük İslâm İlmihâli,ss 455 - 456 Ömer Nasûhi Bilmen Organ nakli câiz midir? 22 “ İslâm Fıkhı’nda Organ Naklinin Hükmü ” kitâbını yazan Muhammed Önder de, kitâbında, Organ naklinin câiz olduğunu söyleyen ilim adamları ile Organ naklinin câiz olmadığını söyleyen ilim adamlarının delil ve görüşlerini teker teker anlatıp açıkladıktan sonra Organ naklinin câiz olmadığı husûsunda ki delillerin dah a geçerli olduğunu belirterek : “ - Organ nakli haramdır - diyen ulemâ’, esâsda organların Allâh’ın mülkü olduğu tezine dayanmaktadır Dolayısı ile de organlar üzerindeki tasarruf yetkisi yalnızca Allâh’a âitdir Organ nakli Allâh’ın hakl arından bir hak olunca O’nun izni ya da emri olmaksızın onda her hangi bir tasarrufda bulunmak câiz olmayıp haramdır ” “Kur’ân ve Sünnet nass’larındaki insan bedeni ve kullanımı ile alâkalı hükümlere bakıldığında da Organ naklinin Şer’an haram olduğu görülecektir” E sâslarını , delilleri ile anlattıktan sonra kitabının arka kapağında da Organ na klinin câiz olmadığı hus usunda şu esâsları belirtmektedir: “ - Bu mes’ele, ihtilâflı bir mes’eledir İhtilâflı bir mes’elede halk hangi âlimin görüşünü i sterse ona tâbi’ olur - , gibi bir mantık azmasına da düşülmemelidir Çünkü bu mes’elede bir ihtilâfdan ziyâde , zaruret ve çağdaşlık mantığına bürünmüş bir kullukdan kaçış söz konusudur” “ - Mü’min’ler, günâhı filanca âlimin boynuna, ben onun dediği gibi yapıp kurtulacağım - , basiretsizliğine de düşmemelidirler Allâh’ın rızâsını esâs alıp tedâvîlerini helâl yollardan yaptırmalı dırlar Yetiş t irdikleri ve yetiştirecekleri Organ nakli câiz midir? 23 doktorlar vâsıtası ile yeni yeni helâl tedâvî metodları geliştirmelidirler” “ - Ar tık bu zamanda böyle bir kolaylık varken, dînî nass’lara ters düşüyor diye organ naklinden kimse geri durmaz - , gibi bir şey’ söylemekte n de Allâh Mü’min’leri muhâfaza buyursun”    Diyanet İslâm İlmihâli’nde de, Organ Nakli’in in câiz olduğu konusu anlatılırken bir taraftan “ S aygıdeğer bir varlık olan insanı Yüce Allâh, varlı k lar içinde seçkin ve şerefli bir durumda yaratmıştır Bu itibarla ister sağ olsun, ister ölü olsun insan vicûdundan parça alınıp satılarak menfaat elde edilmesi ve ölünün parçalanarak yakınlarına üzüntü verilmesi doğru bir davranış olmadığı gibi insanın saygınlığı ile de bağdaşmaz” denilmekte; diğer taraftan da “Ancak zarûrî hallerde hüküm değişmekte dir Tedâvî maksadıyla, ölmüş bir kimsenin cesedinden alınan organ veyâ do kunun, bir hastanın sağlığa kavuşturulması suretiyle değerlendirilmesi, ölüye saygısızlık değil aksine bu davranış organı alınan ölüye karşı saygı duyulmasına vesiledir” denilerek büyük bir çelişki içine düşülmektedir Çünkü bu ifâdelerin alt tarafında - ka rnında canlı halde bulunan çucuğun kurtarılması için, ölen annenin karnının yarılması gerekli görülmüştür gibi - verilen misaller bu hükmü isbat edecek birer delil değillerdir Bunun için ölen annenin karnı yarı lıp sağ olan ço cuğu kurtarmak ile, henüz öldüğ ü kat’î olarak bilimeyen bir kimseden alınan organ nakli konusu birbiri ile kıyaslanıp câiz hükmü verilemez Organ nakli câiz midir? 24 Z arûret hâlinin şartları belirtilirken de , zarûret hâlinin sınırları belirtilmediği gibi, “Organ ve dukusu alınan kişinin bu işlem yapıldığı es nâda ölmüş olması şarttır” denilmektedir ki beynin ölmesi ile kalbin de ölmüş olduğu husûsu henüz isbatlanmış değildir Ayrıca “Organ ı veyâ dokusu alınacak kişinin ölmeden önce buna izin vermiş olması veyâ yakınlarının rızasının alınması ve tedâvî edi lecek hastanın yapılacak organ nakline râzı olması” şerttır deni l mekte dir ki böyle bir hakk, ne organını verene , ne yakınlarına, ne de o organı alacak olana verilmemiştir Çünkü insan organları Allâh’ın mülküdür ; bunun için onun üzerindeki tasarruf yetkisi de yalnız Allâh’a âitdir Bir lûtf - ü ilâhî olarak insana verilmiş birer emânet ’ dir Organ nakli Allâh’ın haklarından bir hak k olunca O’nun izni ya da emri olmaksızın onda her hangi bir tasarrufda bulunmak câiz değildir Bunun için de hiç bir kimse k endini öldürme, kendini veyâ ırzını başkası na satma hakkına sâhip olmadığı gibi, b u benim organımdır, dilediğim gibi kullanırım da diyemez Bu böyle olduğu içindir ki İslâm’da, en şiddetli cezâ’, gayr - i meşrû’ olarak cinsî ilişkide b ulunan erkek vey â kadına uygun görülmüşdür    Bunların hepsini bir tarafa bıraksak bile , Allâhü Teâlâ, َ ا ع ي ِ جَ َ ِ ض ْ ر لا ْ ا َ ِ فِ َ ا م َ ْ م ُ ك ل َ ق ل خ َي ِ ذ � ل اَ و ُ ه َ Organ nakli câiz midir? 25 “O (Allâh) , Yerde (ve gökde) ne varsa hepsini sizin için ( sizin fâideniz için , sizi imtihan e tmek için ) yaratdı” 26 â yet - i kerîme ’ sin de , yeri ve yerde bulunan her şey’i, insanların istifâdesi için yarat dığını ifâde buy u rmaktadır Bu bakımdan yerde ve gökde bulunan her şey’den istifâde etmek insanlar için mübâh kılınmışdır Bu husûsa , Fıkıh İl mi’nde “İbâha - i asliye” denir ki delîli hem akıl, hem de nass’dır 27 Bunun için insan hâricinde bulunan her şey’ insan için yaratılmış olduğuna göre, onlardan meşrû’ bir şekilde istifâde etmek de her insanın hakkıdır Bununla berâber her insanın canı, kanı, malı, ırz ve nâmûsu, akıl ve dîni, bu ibâha’dan hâriç bırakılmışdır Çünkü bu ibâha, her insan için aynı olduğundan insan insan için yaratılmamış ve ibâha edilmemişdir Bu bakımdan insanların canları, kanları, organları, malları, ırz ve nâmûsla rı - muhteremdir, muazzezdir, mükerremdir - Bunun için de biribirlerine mübâh değildir Ancak meşrû’ bir nikâh ile bir erkek ile bir kadın biribirlerinin - zatlarından değil - nefislerinde istifâde edebilirler Böyle olduğu için de her insan, kendi ca nında, kanında, organında, malında, ırz ve nâmûsunda, dilediği gibi bir tasarruf hakkına sâhip değildir Çünkü insanlar, ِ ن ُ و د ُ ب ْ ع ي ِ ل َ � لا ِ إ َ س ْ ن ِ لا ْ ا و َ � ن ِ ْ لْ اَ ُ ت ْ ق ل خ َ ا م و 26 - Bakara, 29 Bu âyet - i kerîme, eşyâda ibâha ’nın asıl olduğuna delîld ir Hakkında, haram olduğuna dâir kat’î nass olan şey’ler, bundan müstesnâdır Tefsîr - i Tibyân,C 1 ss 43 27 - İbâha: Mübah kılmak, bir şey’in yapılmasını da yapılmamasını da câiz görmekdir Organ nakli câiz midir? 26 “Ben cinleri de, insanları da (başka bir hıkmetle değil) ancak bana kullu k etsinler diye yaratdım” 28 Â yet - i kerîmesine göre, biribirleri için değil Allâhü Teâlâ’ya kulluk ve ibâdet için yaratılmışlardır Kulluğunu lâyıkı ile yapabil m esi için de yerlerde ve göklerde olan her şey’ on a hizmete uygun bir şeki lde yaratılmışdır Bunun için h er yaratılışın - Allâhü Teâlâ ındinde - bir hıkmeti vardır Bu bakımdan Allâhü Teâlâ’nın her yaratdığı şey’in yaratılışında bir hıkmet , bir maslahat vardır Her birinin hayat müddeti, zamânı, devâmı, âkıbet hâli , Allâh ü Teâlâ’nın ındinde muk adder ve ma’lûm olup ta’yîn edilmişdir Künhüne ( hakîkatine , iç yüzüne , netîcesine ) erişilmez bir takdîr ile her birine bir hadd ( bir sınır ) ve bir miktar ta’yîn ederek hıkmetine göre dilediği gibi hepsini mukadderâtı ile hazırla mışdır 29 Bunun için O, y ar atdığı her bir şey’e bir had d ve miktar ta’yîn ederek hıkmetine göre dilediği gibi hepsini büt ü n mukadderâtı ile yed - i kudretine müsahhar, memlûk, mahlûk kılıp hepsini dilediği gib i kullanır Bu sûretle de her şe y’in bir hadd - ü miktârı vardır ki onu tecâvü z edemez َ ا ر ي ِ د ْ ق ت َ ُ ه ر � د ق ف َ ٍ ء ْ ي ش َ � ل ُ ك َ ق ل خ و “ (Allâhü Teâlâ), h er şey’i yaratıp ona bir nizam vermiş, onun mukadderâtını ta’yîn etmişdir” 30 Âyet - i kerîme’sinin ifâdesine göre, “ Allâhü Teâlâ dilediği şey’leri yaratıp onları belli bir mi ktar üzerine tertip ve takdir 28 - Zâriyât, 56 29 - Hak Dîni Kur’ân Dili Türkçe Tefsir, C 5 ss 3567 Elmalılı M Hamdi Yazır 30 - Fürkân, 2 Organ nakli câiz midir? 27 etdi Herkesden matlup olan gâye ne ise ona göre lazım olan hassalarını hazırladı ve esbaba tevessül yollarını gösterdi Herkesin ecel - i muayy e nine ka dar yaşıyabileceği maîşetlerini te’mîn ve ona göre a ’z â ve organlarını kendi lerine emânet olarak teslim etti Bunun için artık hiçbir kimsenin bir i’tiraz ve i ’ tizâra ( özür dileme ye ) mecali kal madı ” 31 Aynı esâsa işâret etmek isteyen Hazreti Muhammed aleyhi’s - selâm da , Vedâ Haccı’ndaki hutbesinde şöyle buyurmuşdur: “ Ey insanlar, bu âlemde olan işler Allâh'ın kazâ ve kaderine tâbi'dir Her şey' vaktini bekler Allâh acele etmez Takdîre galebe etmek isteyenle r mağlûb ve mahcûb ve Allâh'a hîle etmek isteyenler perîşân olur” Ancak insanların istisnâî bir hak olarak, Allâhü Teâlâ’nın emir ve hukümlerine göre, meşrû’ bir nikâh yapmaya yetkisi vardır Bunun aksine hareket eden âsim ve günahkâr olur Bu bakımdan bir insan ın diğer bir insanın nefsinden ve zâtından istifâde etmesi mübah değildir Mübah olmadığı için de bir erkek diğer bir erkeğin veyâ kadının , bir kadın da diğer bir kadının veyâ erkeğin nefsinden ve zâtından istifâde edemez Böyle bir istifâde haram’dır Ancak tüm şartları kendisinde bulunduran meşrû’ bir nikâh hâli bundan müstesnâdır ki bu halde de bir erke k ile bir kadın karşılıklı olarak ancak biribirlerinin nefsinden istifâde edebilirler, fakat zatlarından istifâde edemezler İnsanın akıl ve dîni de böyledir Bunun için insanların canları, kanları, akılları, ırz ve nâmûsları mübah olmayıp 31 - Hulâsatü’l - Beyan fî Tefsîri’l - Kur’ân, C 9,ss 3783) Mehmed Vehbi Organ nakli câiz midir? 28 haramdır B u bakımdan hiçbir kimse kendini öldürme, kendini veyâ ırzını başkasına satma hakkına sâhip değildir Bu benim organımdır, dilediğim gibi kullanırım diyemez İnsanların amelleri, malları, mülkleri de birbirlerine karşı kendi canları, ırz ve nâmûsları gi bidir Bunlar da başkalarına yasak ve haramdır Ancak - mal ve mülk gibi - kendileri için mübâh olan şey’lerde kendi rızâları ile başkalarını istifâde etdirebilirler veyâ başkalarına verebilirler ki bu husûs câizdir Çünkü insanlar arasındaki her türlü akid ve mâlî muâmeleler bu esâs üzerine cereyan eder Bunun için hiçbir insanın hayat hakkına, hurriyet hakkına, ırz ve nâmûs hakkına, hiçbir kimsenin müdâhale etme hakkı ve yetkisi yokdur Bunların hepsi, doğrudan doğruya “Hakku’llâh: Allâh’ın hakkı ” oldu ğundan H ukûk - i asliyye’ dendir Akıl ve dîn de böyledir Bunun için canda, kanda, ırz ve nâmûsda, akıl ve dînde asl olan ibâha değil , hurmet (haramlık ) dır İşte Cenâb - ı Hakk, insanları böyle bir şerefe mâlik olarak yaratmış ve - İblîs’den başka - tü m yaratılmışlar ı hizmetine âmâde kılmışdır Bu bakımdan yerlerde ve göklerde insanlara hizmet için âmâde olan tüm yaratılmışlardan meşrû’ bir şekilde istifâde etmek mübâh olup câizdir Fakat bir insanın diğer bir insan nefsinden veyâ zâtından istifâde etme si, - meşrû bir nikâh hâli müstesnâ olmak üzere - câiz değildir    Organ nakli câiz midir? 29 Îmân’ın altı şartı n dan birisi de 32 “ kadere inanmak - ( ya’nî hayır ve şerr olan her şey’in Allâh’ın dilemesi, takdîri ve yaratması ile olduğuna inanmak ) ” dır Bunun için - yukar ı da geçtiği gibi - Rasûlü’llâh aleyhi’s - selâm da , meşhûr Vedâ’ Haccı hutbesinin bir kısmında şöyle buyurmuşdur: “Ey insanlar, bu âlemde olan işler, Allâh’ın kazâ’ ve kader ’ine tâbi’dir Her şey’ vaktini bekler Allâh acele etmez Takdîr’e galebe et mek isteyenler mağlûb ve mahcûb; Allâh’a hîle etmek isteyenler i se perîşan olur” Hazreti Ali radıye'llâhü anh' den rivâyet edilen bir Hadîs - i şerîf'de de, - Kul kendi fiilinin hâlikı değil müsebbibi, ( ya'nî kulun her hâlinin kendi kesbi ile , kendi kazanc ı ile ) olduğu esâsına binâen kendi ameline kendisinin şâhid olacağı husûsuna işâretle - şöyle buyurulmuşdur: ا م َ ٍ د ح ا َ ْ ن ِ م َ ْ م ُ ك ْ ن ِ م َ ا م َ ِ ة � ن ْ لْ اَ ن ِ م َا ه ُ ن َ ا ك م َ ب ِ ت ُ ك َ � لا ِ إ َ ٍ ة س ُ و ف ْ ن م َ ٍ س ْ ف ن َ ْ ن ِ م َ ِ ع س َ ْ و أ َ ة � ي ِ ق ش َ ْ ت ب ِ ت ُ ك َ ْ د ق َ � لا ِ إ و َ ِ ر � ا نلا و َ َ ة د ي َ "Her insanın saâdet ve ya şekâveti, Cennet'lik ve ya Cehennem'lik olduğu, ezelde İlm - i ilâhî' de takdîr edilmişdir" Ashâb - ı Kirâm, "Öyle ise Yâ Rasûle'llâh: Dünyâda sa'y ve ibâdetin, bir takım meşakkatlere gögüs germenin ne te'sîri va r? Varsın herkes mukadder olan âkıbetine doğru sürüklensin" Rasûlü'llâh salle'llâhü aleyhi ve sellem de, 32 - îmân , Allâh’dan başka hiç bir tanrı olmadığına, Ha zreti Muhammed aleyhi’s - selâm ’ ın Allâh’ın kulu ve Rasul’ü olduğuna, Allâh’ın meleklerine , kitâblarına, peygamberlerine, âhiret gününe, kadere - ( ya’nî hayır ve şerr her şey’in Allâh’ın dilemesi, takdîri ve yaratması ile olduğuna ) - inanmakdır Organ nakli câiz midir? 30 "Teklîf'lerde meşakkat yokdur Herkes, muktezâ - i fıtrat'a müyesser ve nâil oluyor Cenâb - ı Hakk, herkese (kendi isteği doğrultusunda) hayır ve şerden neyi müyesser kıldıysa, o kimse onu kolaylıkla seve seve işliyor" buyurmuşdur 33 Başka bir hadîs - i şerîf'de de, "Herkes (kendi isteği doğrultusunda) hangi kâbiliyyet ve tabîatde yaratıldıysa, (yâhud) kendisine hangi mizâc ve tabiatı n îcâbı kolaylaşdırıldı ise ona göre hareket eder" buyurmuşdur 34 Bu iki Hadîs - i şerîf, şu âyet - i kerîme’lerde işâret buyurulan hakîkatleri açık bir şekilde ifâde etmektedir: َ ِ ب ُ و ل ُ ق َ ِ فِ َ ُ ه ن � ي ز و َ ن ا يم ِ لإ ْ ا َ ُ م ُ ك ْ ي ل ِ إ َ ب � ب ح َ لله اَ � ن ِ ك ل و َ ر ْ ف ُ ك ْ ل اَ ُ م ُ ك ْ ي ل ِ إ َ ه � ر ك و َ ْ م ُ ك َ ن ا ي ْ ص ِ ع ْ ل ا و َ ق ُ و س ُ ف ْ ل ا و ط َََ ن ُ و د ِ ش ا � ر لاَ ُ م ُ ه َ ك ِ ئ ل ُ و ا لا َ "Allâh size ( kendi isteğiniz doğrultusunda ) îmânı sevdirdi Onu kalblerinizde süsledi Küfrü, fâsıklığı, ısyânı size çirkin gösterdi İşte rüşdünü bula nlar (îmânında sâbit olanlar) da onların ta kendileridir" 35 َ ِ س ْ ن ِ لا ْ ا و َ ِّ ن ِ ْ لْ اَ ن ِ م َ ا يْ ِ ث ك َ م � ن ه ِ لْ َ ا ن ْ ا ر ذ َ ْ د ق ل و ز ََ ا ِ بِ َ ن ُ و ه ق ْ ف ي َ لآ َ ٌ ب ُ و ل ُ ق َ ْ م ُ لَ َز َ َ ا ِ بِ َ ن و ُ ر ِ ص ْ ب ُ ي َ لآ َ ٌ ُ ين ْ ع ا َ ْ م ُ لَ و ز َََ ا ِ بِ َ ن ُ و ع م ْ س ي لآ َ ٌ ن ا ذ آَ ْ م ُ لَ و ط ََ ََ ك ِ ئ ل ُ و ا َََ � ل ض ا َ ْ م ُ ه َ ْ ل ب َ ِ م ا ع ْ ن لا ْ ا َ ا ك ط َ ن ُ و ل ِ ف َ ا غ ْ ل اَ ُ م ُ ه َ ك ِ ئ ل ُ و ا َ 33 - S B M Tecrîd - i Sarîh Te rcemesi, C 4 ss 557 (666 nulu h ş ve îzâhı) Kâmil Miras 34 - S B M Tecrîd - i Sarîh Tercemesi,C 12 ss 223 (2062 nolu h ş ) Kâmil Miras Kur'ân - ı Hakîm ve Meâl - i Kerîm,C 2 ss 492 Hasan Basri Çantay 35 - Hucurât,7 Organ nakli câiz midir? 31 "And olsun ki biz ins - ü cinden bir çoğunu ( kendi istekleri doğrultusunda ) cehennem için yaratmışızdır Onların kalbleri vardır, bunlarla idrâk etmezler; gözleri vardır, bunlarla gö rmezler; kulakları vardır, bunlarla işitmezler Onlar dört ayaklı hayvanlar gibidir Hattâ daha sapıkdırlar Onlar gaflete düşenlerin ta kendileridir" 36    Cenâb - ı Hakk’ın kazâ ve kader hakkındaki takdiri böyle olmasına rağmen herhangi bir h astalık veyâ musîbet hâlinde tedbirde ve tedâvî ’de kusur etmemeye çalışmak da, yine İslâm Dîni’nin en önemli emir ve tavsıyelerindendir Bu nun için temiz olan v e kullanılmasında bir sakınca bulun mayan ilâçları yeyip içmek c âizdir Bu bakımdan bir çok hasta lıkların tedâvî ile yok olup gittiği, her zaman görülen hallerdendir Bununla berâber şifâyı, tedâvîden değil, o ilâcı sebeb kılan Allâhü Teâlâ’dan bilmelidir Çünkü, Türkçe’mizde, en sâde bir şekilde bir mesel hâlinde ifâde edilen “Dert veren Allâh, devâs ını da verir ” vecizesi, aslında Rasûlü’llâh aleyhi’s - selâm , ın şu Hadîs - i şerîf’lerinden alınmış olsa gerek dir : ء ا ف ِ ش َ ُ ه ل َ ل ز ْ ن ا َ � لا ِ ا َ ء ا د َ ُ َ لله اَ ل ز ْ ن ا َ ا م َ “Allâhü Teâlâ, verdiği her hangi bir derdin şifâsını da verir” 37 َ ت َ ا د َ و َ ْ و َ ا يَ ا ََ ِ ع َ ا ب َ د ََ ِ لله ا ََ ف َ ِ ا َ � ن ََ َللهاَ ت َ ا ع َ لى ََ ْ ل ََ ي َ ض َ ْ ع ََ ا د َ ء ََ ِ ا َ � لا ََ و َ ض َ ع ََ ُ ه ل َ د َ ا و َ ء ََ غ َ ْ ي َ ر َ َ ا د َ ٍ ء ََوَ ٍ د ِ ح ا َاَ ْ لَ َ ُ م ر 36 - A’râf, 179 37 - S B M Tecrîd - i Sarîh Tercemesi,C 12 ss 75 (1920 nolu h ş ) Kâmil Miras Organ nakli câiz midir? 32 “Ey Allâh’ın kulları, tedâvî olunuz Çünkü Allâhü T eâlâ, bir illet yaratmişsa illâ ona bir devâ’ (bir ilâç) da yaratmışdır Yalnız bir illet müstesnâ ki o da ihtiyarlıkdır” 38 Bunun için tedâvî olunan bir hastanın iyi olmaması, ya hastalığın hakîkî tedâvîsi bilinememesinden veyâ hastalığın teşhîsinin iyi yapılamamasındandır 39 38 - Büyük İslâm İlmihâ li, ss 447 Ömer Nasûhi Bilmen Et - Tâcü’l - Câmiu li’l - Usûl fî Ehâdîsi’r - Ras ûl s a v C 3 ss 199 Eş - Şeyh Mansûr Ali Nâsıf 39 - S B M Tecrîd - i Sarîh Tercemesi,C 12 ss 75 Kâmil Miras Kendi özel hayâtımda şâhit olduğum şu hâdiseler de - Allâhü Teâlâ’nın izni ile - bu konuyu isbat eder nitelikte olduğu kanaatindeyim: Ben 1944 yılında Karaman Ortaokul u üçüncü sınıf öğrencisi iken annem hastalanmış ve mübtelâ olduğu karın ağrısına bir tedâvî şekli bulunamamıştı Babam ve yakınlarımız “Her halde bu gün y arın ölür” diyorlardı Bir gün babam çarşıdan gelince halktan bir kimsenin tavsıyesi üzerine “Oğlum şu parayı al, çarşıya git , yarım kg bal ile yedi türlü baharat alıp getir, baharatı d ö ğüp tülbentten ele ve bal ile karıştırıp her gün sabah öğle akşam ann ene bir er çay kaşığı yedir B ir de onu yapalım da yapmadığımız bir şey’ kalmasın” dedi Ben de öyle yaptım Annem iyi olmaya başladı, üç dört gün sonra daha da iyi oldu ve uzun yıllar boyunca ölünceye kadar hiçbir hastalık görmedi Bir zamanlar Konya Ereğlisi’nde bulunduğumuz sıralarda bütün ev halkını sıtma tutmuş , beni tutmamıştı 1944 yılında Karaman Ortaokulu ’nu bitirip Kayseri lisesi ’ ne devam etmek için Kaysri Talas ilçesindeki evimize gelmiştik Bu sırada beni en şiddetli bir şekilde sıtma tutmay a başladı ve aldığım ilaçlar hiçbir fayda vermedi Bu hal altı ay kadar devam etti Bir gün komşumuz Mehmet amca “Oğlum, sabahleyin güneş doğmadan mezarlıktan bir küçük kemik alıp onu üç gün taşırsan hastalığın geçermiş” dedi Ben de “Mehmet amca, ben sab ah güneş doğmadan ne mazarlığa gidebilirim ne de o kemiği bulabilirim” dedim Merhûm Mehmet amcam bir hafta sonra câmiden çıkınca mezarlığa gidip o kemiği bulup getirip bana verdi Ben de Bi’smi’llâhi’r - Rahmâni’r - Rahîm diyerek yeleğimin sol cebine koydum O günden bu güne kadar hiçbir sıtma hastalığı görmedim Lise so n sınıfta öğrenci iken ayağımın baş parmaklarının iç tarafına tırnaklarım batmış, hiç durmadan iltihaplanıp akıyordu Tırnakların çekilmesini söylediler, fakat zor bir ameliyat olduğu içi n çektirmedim Bu hal bir sene kadar sürdü Bir gün Nisan ayında Cumartesi günü okuldan gelince bahçemizdeki otlu yerleri yalın ayak akşama kadar belledim Sabahleyin kalkınca parmaklarımın iyileşmiş olduğunu gördüm ve ömrüm boyunca da bir daha böyle bir ş eyle karşılaşmadım Üniversite üçüncü sınıfta iken bir hastalığa yakalanmıştım Hiçbir şey yiyemiyor ve bir yudum su bile içemiyordum Bir haftada on kğ vermiş ve kuvvetim kalmamıştı Bir çocuk gibi merdivenleri zorla çıkıyordum Bu sırada Fakülte sek reteri merhum Organ nakli câiz midir? 33 Kezâ , Hazreti Muhammed aleyhi's - selâm , bir kere yıkılmak üz ere olan bir binânın yanından geçerken sür'atli yürüyüp geçti Ashâb - ı Kirâm, "Yâ Rasûlallâh, Allâh'ın kazâsı'ndan mı kaçıyorsunuz" diye sorunca , "Allâh'ın kazâsından Allâh'ın kaderine ilticâ' ediyorum" buyurmuşdur Hazreti Ömer radıye'llâhü anh da Şam'a gittiği zaman orada Tâûn hastalığının bulunduğunu işitince, - bu Hadîs - i şerîf gereğince - oraya girmeyip geri döndü Bunu gören Ebû Ubeyde ibn - i El - Cerrah radıye'llâhü anh da, "Yâ Ömer, Allâh'ın kazâsından mı kaçıyorsun?" deyince, O da , "Allâh'ın kazâsından kaderine kaçıyor ve ilticâ' ediyorum" cevâbını vermişdir Bunun için b u iki hâdiseye dayanılarak “K ader, kazâ sûretini bulmadıkça Allâhü Teâlâ'nın onu ref' etmesi umulur ” Şukrü Tolun’un tavsıyesi ile Ankara Tıp Fakültesi’ne gidip yattım Hocalar ve asistanlar bir haf ta teşhis koyamadılar Hasan bey isminde bir asistan “Hocam bu gencin haslalığı felan hastalıktır” dedi ve teşhisinde israr etti Hoca da “Mademki israr ediyorsun, koy teşhisini ver ilacını” dedi Verdiği ilaçları aldım ve iğnesini vuruldum İki üç gün içinde iyi olmaya ve he r şey’i yeyip içmeye başladım Birkaç gün sonrada “Doktor bey, benim derslerim var, ben taburcu olsam iyi olur” dedim Fakat d oktor bey “Bu hastalığın 27 gün tedâvîsi vardır, bir gün eksik olursa yine hastalanırsın” dedi ve beni taburcu etmedi O günden bu güne kadar böyle bir haslalığı bir daha görmedim Bu hastalık inek sütünden geçermiş veyâ aşırı sinirlenmek neticesinde olurm uş Organ nakli câiz midir? 34 buyurulmuşdur Nitekim, ( ٍ ن ْ ا ش َ ِ فِ َ و ُ ه َ ٍ م ْ و ي َ � ل ُ ك : Allâh ü Teâlâ, her an ve saat bir emirde, bir iştedir) 40 âyet - i kerîmesine göre Allâhü Teâlâ, ilâhî kazâ ile yeni yeni şuûn'a ( işlere ) ve hallere vücûd verir , denilmişdir 41 Cenâb - ı Hakk, Ra'd sûres i'nin şu âyet - i kerîmesinde de َ ُ ت ِ ب ْ ث ُ ي و َ ُ ء ا ش ي َ ا م ُ َ لله اَ ا ُ و ح ْ يم ج ََ ِ ب ا ت ِ ك ْ ل اَ � م ُ ا َ ُ ه د ْ ن ِ ع و "Allâh dilediğini mahveder, dilediğini yerinde bırakır (Tağyîre uğramayan şey' , ancak) kendi yanındaki ana kitâb'dır" 42 buyur ul muşdur ki bu da L evh - ı mahfûz, kader ve ezelî ilm - i ilâhî' dir Mahv ve isbât sûretiyle tağyîre uğrayan ise kazâ' dır Bunun için Ehl - i sünnet âlimleri, kazâ ve kader hakkında şöyle de mişlerdir: "Cenâb - ı Hakk, eşyâyı yaratmazdan önce eşyânın miktarlarını, halleri ni, îcâd zamanlarını takdîr edib bilir Sonra takdîr etdiği o şey'i, bu ilmi îcâbı îcâd eder Bunun için îmân, küfür, hayır, şerr, menfaat, mazarrat gibi bütün şuûnât ( işler ) , Cenâb - ı Hakk'ın ezelî ilmi, irâdesi ve kudreti ile vücûd bulur O'nun mülkünde, O'nun huküm ve takdîrinden başka hiç bir 40 - Rahmân, 29 41 - S B M Tecrîd - i Sarîh Tercemesi C 12 ss 221 Kâmil Miras 42 - Ra'd, 39K Organ nakli câiz midir? 35 kimsenin ve hiç bir kuvvetin huküm ve nüfûsu yokdur Cenâb - ı Hakk, bu ezelî ilmi îcâbı lâ - yezâlde ( zeval bulmayan bir zamanda ) eşyâya vücûd verir" "Bununla berâber kazâ ve kader bahsinde en doğru bilgi kaynağı Kitâb ve Sünnet'dir En doğru hareket de bunlardan ilhâm alarak tevakkuf etmekdir , ( bulunmamaktır ) Çünkü kazâ ve kader bilgisi, Allâhü Teâlâ'nın kendisine tahsîs etdiği bir sırdır" 43 Allâh ü Teâlâ’nın, ezelde, h er hangi bir şey’in me ydana gelmesini takdir edip kazâ’ etmesi, o şey’in lâ - yezâlde ( sonu olmayan bir zamanda ) - ezelde ki kazâ ’ ve takdir üzere - m eydana gelmesinden dolayı kulun fiilinde mecbur olmasını gerektirmez Çünkü, - Allâhü Teâlâ’nın ilmi zaman ve me k ân ile mukayyed olmadığından - , kulun irâdesini o fiile o şekilde sarf edeceğini ezelde bildiği için öyle takdir ve kazâ ’ buyurmuş ve onun için de öyle meydana gelmiştir Bu suretle de kul, kendi ameline yine kendisi ş âhit olup her hangi bir i’tiraz hakkı kalmamıştır Yoksa Allâhü Teâlâ, ezelde öyle takdir ettiğ inden dolayı o kul , o fiili o şekilde mecbûrî olarak işlemiş değildir Allâhü Teâlâ, ezelde, k ulun kendi irâdesini o yolda sarf edeceğini bildiği için öyle kazâ ’ ve takdir etmiştir ki ş u âyet - i kerîm e ’ler de , bunun ap - açık bir delilidir: 44 ٍ ر د ق ِ ب َ ُ ه ا ن ْ ق ل خ َ ٍ ء ْ ى ش َ � ل ُ ك َ � ا ن ِ ا َ “Şübhesiz ki biz , her şey’i bir kader ile ( kulun kendi isteği ve ameli doğrultusunda bir takdir ile ) yarattık” 45 43 - S B M Tecrîd - i Sarîh Tercemesi,C 12 ss 222 - 225 Kâmil Miras 44 - Hulâsatü’l - Beyân fî Tefsîri’l - Kur’ân,C 14 ss 5686 Mehmed Vehbi 45 - Kamer, 49 Organ nakli câiz midir? 36 َ � ن لاَ ر ث ْ ك ا َ � ن ِ ك ل و َ ِ ه ِ ر ْ م ا َ ى ل ع َ ٌ ب ِ ل ا غ َ ُ َ لله ا و ن و ُ م ل ْ ع ي َ لآ َ ِ س ا َ “Allâh emrinde (hâkim ve) gâlib’dir Fakat insanların bir çoğu (bunu) bilmezler” 46 ن و ُ ر ش ْ ُ � َ ِ ه ْ ي ل ِ إ َ ُ ه � ن أ و َ ِ ه ِ ب ْ ل ق و َ ِ ء ْ ر م ْ ل اَ ْ ين ب َ ُ ل و ُ يَ َ َ لله اَ � ن أ َ او ُ م ل ْ ع ا و َ Şunu da iyi b ilin ki şübhesiz Allâh, kişi ile ka lbi arasına girer (ve ne yaptığını, ne düşündüğünü ve neye inandığını çok iyi bilir) َ ُ ه ُ س ْ ف ن َ ِ ه ِ ب َ ُ س ِ و ْ س و ُ ت َ ا م َ ُ م ل ْ ع ن و َ ن ا س ْ ن ِ لا ْ ا َ ا ن ْ ق ل خ َ ْ د ق ل و ج َََ ِ ه ْ ي ل ِ إ َ ُ ب ر ْ ق ا َ ُ ن ْ نَ و ا َ ِ ن ع َ ِ ن ا ي ِّ ق ل ت ُ م ْ ل اَ � ى ق ل ت ي َ ْ ذ ِ إ َ ِ د ي ِ ر و ْ ل اَ ِ ل ْ ب ح َ ْ ن ِ م َ ٌ د ي ِ ع ق َ ِ ل ا م ِّ ش لاَ ِ ن ع و َ ِ ين ِ م ي ْ ل َ ِّ ق ْ لْ ا ِ ب َ ِ ت ْ و م ْ ل اَ ُ ة ر ْ ك س َ ْ ت ء ا ج و َ ٌ د ي ِ ت ع َ ٌ ب ي ِ ق ر َ ِ ه ْ ي د ل َ � لا ِ إ َ ٍ ل ْ و ق َ ْ ن ِ م َ ُ ظ ِ ف ْ ل ي َ ا م ط ََ ُ د ي ِ � َ ُ ه ْ ن ِ م َ ت ْ ن ُ ك َا م َ ك ِ ل ذ َ “And olsun, insanı biz yaratdık Nefsinin ona ne vesveseler vermekde olduğunu da biz biliriz (Çünkü) biz ona şah damarından daha yakınız” “Hatırla ki (insanın) sağında, solunda oturan, onun amellerini tesbit etmekde olan iki de (melek) vardır” “O, bir söz atmaya dursun, mutlak yanında hâzır bir gözcü vardır” “ ( Bir gün bakarsın ki) ölüm baygınlığı, gerçek olarak gelmiş, - İşte bu, senin kaçıp durduğun şey’ - dir (denilmiş) dir” 48 46 - Yûsüf, 21 47 - b nfâl, 24 48 - Kâf, 16 - 17 - 18 - 19 Organ nakli câiz midir? 37 ََ ِ د ا ص ْ ر ِ م ْ ل ا ِ ب ل َ ك � ب ر َ � ن ِ إ ط َ “Senin Rabb’in şübhesiz ki rasad yerindedir (her an gözetleyicidir, her şey’i bilen ve görendir) 49    Şu halde bütün bunlard a n çıkan netîce şudur ki başımıza gelen herhangi bir musîbet veyâ hastalık hâli, hayatımız boyunca sağlığımız ile ilgili helâl - haram, temiz - pis, iyi - kötü, faydalı - zararlı, sağlıklı - sağlıksız, hormonlu - hormonsuz gibi konuları düşünmeden yeme, içme, kullanma gibi her davranışım ı zda İslâmî esâslara ve sünnet’lere riâyet etmeyişimizin bir sonucudur Meselâ , helâl ve temiz olan bir şey’i yeyip içerken Eûzu - Besmele çekip ellerimizi yıkadıktan sonra İslâmî bir ede b ve terbiye dairesinde ağır ağır yeyip içmemiz ve yemekten sonra ellerimizi ve ağzımızı yıkamamız , bu ni’metleri bize veren Allâhü Teâlâ’ya hamd - ü senâ’da bulunmamız sünnet olduğu halde buna riâyet etmeyişimiz; yol kenarlarına, su kenarlarına veyâ sulara büyük ve küçük abdestlerimizi yapmak mekruh olup günah olduğu halde bu hususlara önem vermeyişimiz; zararlı atıkları sulara, ırmaklara, denizlere bırakmamız neticesinde insanların, hayvanların, bitkilerin hayat kaynağı olan o güzelim suları kullanılamaz bi r hâle getirmemiz , hastalanmadan ve hastalıklarımıza şifâlar 49 - Fecr, 14 Organ nakli câiz midir? 38 aramadan önce Koruyucu Hekimliğe ehemmiyet vermeyişimiz in bir neticesidir ki karşı karşıya kaldığımız bir takım hastalıklar, kendi yanlış amellerimizin kötü netîcelerinden başka bir şey’ değildi r َ ِ لله اَ ن ِ م ف َ ٍ ة ن س ح َ ْ ن ِ م َ ك ب ا ص ا َ ا م ط ََ ك ِ س ْ ف ن َ ْ ن ِ م ف َ ٍ ة ئ ِّ ي س َ ْ ن ِ م َ ك ب ا ص ا َ ا م و ط ََ "Sana gelen her iyilik Allâh'dandır Sana gelen her fenâlık da kendindendir" 50 َ � ت ح َ ٍ م ْ و ق ِ ب َ ا م َ ُ ر ِّ ي غ ُ ي َ لآ َ لله اَ � ن ِ ا ََ ْ م ِ ه ِ س ُ ف ْ ن ا ِ ب َ ا م َا ُ و ِّ يْ غ ُ ي ط "Bir toplum, özlerindeki (güzel hal ve ahlâk) ı değiştirip bozmadıkça, Allâh onun (hâlini) değiştirip bozmaz" 51 َ ِ لله اَ ِ ن ْ ذ ِ ا ِ ب َ � لا ِ إ َ ٍ ة ب ي ِ ص ُ م َ ْ ن ِ م َ ب ا ص ا َ ا م ط َََ ُ ه ب ْ ل ق َ ِ د ْ ه ي َ ِ لله ا ِ ب َ ْ ن ِ م ْ ؤ ُ ي َ ْ ن م و ط ََ َ ٌ م ي ِ ل ع َ ٍ ء ْ ي ش َ ِّ ل ُ ك ِ ب َ ُ َ لله ا و َ "Allâh'ı n izni (ilmi, kazâsı, takdîri, irâdesi) olmadan hiç bir musîbet (gelip) çatmaz Kim Allâh'a îmân ederse (Allâh) onun kalbini doğruya götürür ( de o musîbetden kurtulma imkânını hatırlatır ) Allâh her şey'i hakkıy l e bilendir" 52 Şu halde en iyi ve en güz el tedâvî şekli, İslâmî esâslara riâyet ederek “Hastalanmadan önce sağlığım ız ın, ölüm gelmeden önce de hayâtı mız ın kıymetini bil memiz ” konusu olmalıdır Bunun için de “Koruyucu hekimliği” geliştirip yaygın bir hâle getirerek - Ashâb - ı Kirâm gibi - sağlıklı o lmanın 50 - Nisâ', 79 51 - Ra'd, 11 52 - Teğâbün, 11 Organ nakli câiz midir? 39 yollarına önem vermeliyiz ki hastalanıp tedâvî için meşrû’ veyâ gayr - i meşrû’ yollara yönel ip tedâvî şekilleri aramıyalım Şunu da iyi bilmeliyiz ki mü’min bir kulun uğradığı belâ’ ve musîbetler, o musibete sabr etmesinin bir karşılığı olarak o nun günahlarının bağışlanmasına veyâ daha fazla sevab kazanmasına ve derecesinin yükselmesine de bir sebebdir ki şu Hadîs - i şerîf, bunun açık bir delîlidir: ُ ه ْ ن ِ م َ ْ ب ِ ص ُ ي َ ا ْ يْ خ َ ِ ه ِ ب َ ُ َ لله اَ ِ د ِ ر ُ ي َ ْ ن م َ “Allâhü Teâlâ, hayrini dilediği kişiyi sıkıntıy a sokar” 53 Bununla berâber maddî ve ma’nevî her derdimize şifâ olan Kur’ân - ı Kerîm’in önderliğinde h astalıklarımıza karşı durmak ve önceden bir tedbir almak ve Koruyucu Hekimliğe ehemmiyyet vermek için de ş u Âyet - i kerîme ve Hadîs - i şerîf’ ler in İfâde buyurduğu hakîkatleri de hiç bir zaman hatırımızdan çıkarmamalıyız Çünkü İslâm Dîni’nde tahârete ve nezâfete, maddî ve ma’nevî temizliğe büyük bir ehemmiyyet verilmişdir َ ُ ر ِّ ث � د ُ م ْ ل اَ ا ه � ي أ َ ا ي َ ْ ر ِ ذ ن أ ف َ ْ م ُ ق َ ْ ر ِّ ب ك ف َ ك � ب ر و َ ْ ر ِّ ه ط ف َ ك ب ا ي ِ ث و ا و َ ز ْ ج � ر ل ََ ْ ر ُ ج ْ ه ا ف َ “ Ey örtüsüne bürünüp sarınan (Habîbim , istirahat zamânı değil ) ” “Kalk, ( yolunu şaşıran kullarımı) uyar , (azâbımı, gazâbımı onlara haber ver ” “Rabb’ini büyük tanı (ulula) ” 53 - Riyâzü’s - Sâlihîn,C 1 ss 58 (40 nolu h ş ) Et - Tâcü’l - Câmiu li’l - Usûl fî Ehâdîsi’r - Rasûl s a v C 3 ss 18 9 Eş - Şeyh Mansûr Ali Nâsıf Organ nakli câiz midir? 40 “ Elbîseni (üstünü başını , oturup kalkt ığın yerleri ) tertemiz tut (nizamlı intizamlı yap) ” “ (Günâha sebeb olacak) kötü şey’leri terk et” 54 ا � ن لاَ ا ه � ي أ َ ا ي ل ُ ك َ ُ س َ ُ و َ ْ ا َ ِ فِ َا � ِ مِ َا َ ا ب ِّ ي ط َ لا لا ح َ ِ ض ْ ر لْ “Ey insanlar, yer yüzünde bulunan şey’lerin helâl ve temiz olanlarından yeyin …” 55 َ ْ م ُ ك ا ن ْ ق ز ر َا م َ ِ ت ا ب ِّ ي ط َن ِ م َاو ُ ل ُ ك َ او ُ ن م آَ ن ي ِ ذ � ل اَ ا ه � ي أ َ ا ي ََ ْ م ُ ت ن ُ ك َ ن ِ إ َ ِ ه ّ ل ِ ل َ ْ ا و ُ ر ُ ك ْ ش ا و َ ن و ُ د ُ ب ْ ع ت َ ُ ه ا � ي ِ إ َ “Ey îmân edenler, size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yeyin , eğer siz Allâh’a kulluk ediyorsanız O‘na şukr edin ” 56 َ ن ي ِ ذ � ل اَ ا ه � ي أ َ ا ي َ ُ و ن م آ َ ُ و ل ُ ك ْ أ ت َ لا َا ب ِّ ر لاَ ا ا و ََ ه ّ ل لاَ او ُ ق � ت ا و َ ة ف ع ا ض � م َا ف ا ع ْ ض أ َ ْ م ُ ك � ل ع ل َ ن و ُ ح ِ ل ْ ف ُ ت Ey îmân edenler, kat kat artırılmış olarak fâiz yemeyin Allâh’dan sakının (korku n) ki kurtuluşa eresiniz” 57 َ ُ و ل ُ ك و ا � ِ مِ َا ََ ُ م ُ ك ق ز ر ََ ا ب ِّ ي ط َ لا لا ح َ ُ ه ّ ل لا ََ ُ و ق � ت ا و َ ن و ُ ن ِ م ْ ؤ ُ م َ ِ ه ِ ب َ م ُ ت ن أ َ ي ِ ذ � ل اَ ه ّ ل لاَ ا َ Allâh’ın size helâl ve temiz olarak verdiği rızıklardan yeyin ve kendisine îmân etmiş olduğunuz Allâh’dan korkun” 58 54 - Müddessir, 1 - 5 55 - Bakara 16U 56 - Bakara 172K 57 - Âl - i İmrân 130 Organ nakli câiz midir? 41 َ ٌ ء ا ف ِ ش َ و ُ ه َا م َ ِ ن آ ْ ر ُ ق ْ ل اَ ن ِ م َ ُ ل ِّ ز ن ُ ن و ََ و َ ِ ل َ ٌ ة ْ حْ ر َ ِ إ َ ين ِ م ِ ل ا � ظ لاَ ُ د ي ِ ز ي َ لا و َ ين ِ ن ِ م ْ ؤ ُ م ْ ل َ � لا ا ر ا س خ َ “Biz Kur’ân’dan peyderpey onu indiriyoroz ki o, mü’minler için bir şifâ’ ve bir rahmetdir Zâlimlerin ise o, (maddî ve ma’nevî) zararından başkasını artırmaz” 59 َ ُ س ا � ن لاَ ا ه � ي أ َ ا ي ََ ء ا ج َ ْ د ق َ ْ م ُ ك ْ ت ََ م َ ٌ ة ظ ِ ع ْ و ََ ِ م َ ْ ن ََ ر َ ٌ ء ا ف ِ ش و َ ْ م ُ ك ِّ ب ََ ِ ل ا َ ِ فِ َا م َ ِ ر و ُ د � ص ل َ ِ ل َ ٌ ة ْ حْ ر و َى د ُ ه و َ ين ِ ن ِ م ْ ؤ ُ م ْ ل َ “Ey insanlar, size Rabb’inizden bir öğüd, gönüllerde olan (derd) lere bir şifâ’, mü’min’ler için bir hidâyet ve rahmet gelmişdir” 60 َ ُ ر ْ يَ ا ِ نِ و ُ ط ُ ب َ ن ِ م َ ُ ج ََ ْ ُ م َ ٌ ب ا ر ش َ ٌ ء ا ف ِ ش َ ِ ه ي ِ ف َ ُ ه ُ ن ا و ْ ل أ َ ٌ ف ِ ل ت ََ ِ س ا � ن ل ِ ل ََ “Onların (arıların) karınlarından renkleri çeşitli şerbet (ler, bal) çıkar ki onda (o balda) insanlar için şifâ’ vardır” 61 َ ِ ت ا ك � ز لا ِ ب َ ْ م ُ ك ل ا و ْ م ا َ ا ُ و ن ِّ ص ح َ ا د و َ ا ر ْ م ا َ او ُ و َ ِ ة ق د � ص لا ِ ب َ ْ م ُ ك ض ََ ج ا و ْ م ا َ ا ُ و ل ب ْ ق ت ْ س ِ ا َ ِ ء ا ع � د لا ِ ب َ ا ي لا ب ْ ل ا َ � ر ض � ت لا و ََِع “Mallarınızı zekât ile koruyunuz, hastalıklarınıza sadaka ile devâ’ ediniz, belâ’ dalgalarını duâ ile (niyaz ile) karşılayınız” 62 58 - Mâide 88 59 - İsrâ’, 82 60 - Yûnüs, 57 61 - Nahl, 69K 62 - Büyük İslâm İlmihâli,ss 336 Ömer Nasûhi Bilmen Organ nakli câiz midir? 42 Bu esâsa binâedir ki “Az sad aka , bir çok kazâ ve belâyı def’ eder” buyurulmuşdur ِ ة ف ا ظ � ن لاَ ي ل ع َ ُ ن يِّ د لاَ ِ نِ ُ ب “Din, temizlik üzerine kurulmuşdur” 63 ِ ن ا ِ يم لا ْ ا َ ُ ر ْ ط ش َ ُ ر ُ و ه � ط ل ا “Temizlik, îmânın yarısıdır” 64 ِ ن ا ِ يم لا ْ ا َ ن ِ م َ ُ ة ف ا ظ � ن ل ا “Nezâfet îmandand ır” ُ ر ُ و ه ُ ط لاَ ِ ة لا � ص لاَ ُ ح ا ت ْ ف ِ م Namazın anahtarı temizlikdir” َ ا ه � ط لاَ ى ل ع َ ْ م ُ د َ ُ ق ْ ز ِّ ر لاَ ك ْ ي ل ع َ ُ ع ِ س ُ و يَ ِ ة ر Temizliğe devam et ki rızkına genişlik veri l sin” َ ٌ يم ِ ر ك َ ة ف ا ظ � ن لاَ � ب ِ ُ يَ َ ٌ ف ي ِ ظ ن َ ب ِّ ي � ط لاَ � ب ِ ُ يَ َ ٌ ب ِّ ي ط َ َ لله اَ � ن ِ ا ََ م ر ك ْ ل اَ � ب ِ ُ يَ َ ت ي ِ ن ْ ف أ َ ا ُ و ف ِّ ظ ن ف َ د ُ و ْ لْ اَ � ب ِ ُ يَ َ ٌ د ا و ج ه ي ْ ل ا ِ ب َ ا ُ و ه � ب ش ت َ لا و َ ْ م ُ ك ِ د ُ و َ “Allâhü Teâlâ temizdir temizlenenleri sever, nazîfdir nezâfeti sever, kerîmdir keremi sever, cömetdir cömertliği sever, evinizi, avlularınızı ve evinizin etrâfını temizleyiniz ve Yehûdî’lere benzemeyiniz” 65 63 - Meşârik,C 2 ss 106 64 - Şerhu’l - Meşârik,C 2 ss 106 Sahîh - i Müslim Terceme ve Şerh i,C 2 ss 781 Tahâre 1 n olu h ş Ah Davudoğlu 65 - Et - Tâcü’l - Câmiu li’l - Usûl fî Ehâdîsi’r - Rasûl s a v C 3 ss 162 Eş - Şeyh Mansûr Ali Nâsıf (Et - Tirmizî) Organ nakli câiz midir? 43 Bunun için yüce İslâm Dîni, s ağlıkl ı bir toplum yapısı oluşturmak ve beşerî ilişkileri en iyi bir şekilde düzenlemek maksâdı ile mensûbları ola n Müslümân’ları, her konuda güzel bir eğitime tâbi tutmuş , bu sûretle de mutluluk yollarını n en güzelini göstermişdir ki bu da - İslâmî esâslara göre - “Emr - i bi’l - ma’rûf ve nehy - i ani’l - münker : iyiliği emr etmek ve kötülükden vaz geçirmek ” görevimizi eksiksiz bir şekilde yerine getirmekle mümkündür    Organ nakli konusuna cevaz veren kimselerin delil olarak gösterdikleri âyet - i kerîme’nin aslı ise, şöyle olup organ nakli konusu ile bir ilgisi yokdur Çünkü, َ س ا � ن لاَ ا ي ْ ح أ َ ا � نَّ أ ك ف َ ا ه ا ي ْ ح أ َ ْ ن م و َا ع ي ِ جَ “ Kim bir canı kurta rırsa bütün insanları diriltmiş gibi olur ” İfâdesini içeren âyet - i kerîme’nin tamamı ve bu hususla ilgili konular şöyledir: َ ِ م َ ك ِ ل ذ َ ِ ل ْ ج أ َ ْ ن ج ََََ ل ت ق َ ن م َ ُ ه � ن أ َ ل ي ِ ئ ا ر ْ س ِ إ َ ِ نِ ب َ ى ل ع َا ن ْ ب ت ك ََ ٍ س ْ ف ن َ ِ ْ يْ غ ِ ب َ ا س ْ ف ن َ ْ ا َ ِ فِ َ ٍ د ا س ف َ ْ و أ َ ِ ض ْ ر لْ َ ل ت ق َ ا � نَّ أ ك ف َا ع ي ِ جَ َ س ا � ن لا َط ََ ا � نَّ أ ك ف َ ا ه ا ي ْ ح أ َ ْ ن م و َ س ا � ن لاَ ا ي ْ ح أ َا ع ي ِ جَ َط ََ ء ا ج َ ْ د ق ل و َ ْ ل ا ِ ب َ ا ن ُ ل ُ س ُ ر َ ْ م ُ ه ْ ت َ ا يْ ِ ث ك َ � ن ِ إ َ � ُ ثُ َ ِ ت ا ن ِّ ي ب ََ ِ م َ م ُ ه ْ ن َ ن و ُ ف ِ ر ْ س ُ م ل َ ِ ض ْ ر لْ اَ ِ فِ َ ك ِ ل ذ َ د ْ ع ب ا � نَّ ِ إ ََ ُ ء ا ز ج ََ ن ي ِ ذ � ل ا ََ ن و ُ ب ِ ر ا ُ يَ ََ ِ ض ْ ر لْ اَ ِ فِ َ ن ْ و ع ْ س ي و َ ُ ه ل و ُ س ر و َ ه ّ ل لا ََ ن أ َ ا د ا س ف َ ْ م ِ ه ي ِ د ْ ي أ َ ع � ط ق ُ ت َ ْ و أ َ او ُ ب � ل ص ُ ي َ ْ و أ َ او ُ ل � ت ق ُ ي ََ ِ م َ م ُ ه ُ ل ُ ج ْ ر أ و َ ْ ن ُ ي َ ْ و أ َ ٍ ف لا ِ خ َ ْ ن َ ن ِ م َ ا ْ و ف َ ِ ض ْ ر لْ ا َط ََ ك ِ ل ذ ََ ْ ا َ ِ فِ َ ْ م ُ لَ و َا ي ْ ن � د لاَ ِ فِ َ ٌ ي ْ ز ِ خ َ ْ م ُ لَ َ ٌ م ي ِ ظ ع َ ٌ ب ا ذ ع َ ِ ة ر ِ خ لآ Organ nakli câiz midir? 44 “B undan dolayıdır ki İsrâil oğullarına şu hakikati hukm ettik: Kim bir canı, bir can mukâbilinde veyâ yer yüzünde bir fes âd çıkarmakdan dolayı olmayarak öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur Kim de onu kurtarırsa bütün insanları diriltmiş gibi olur And olsun ki peygamberlerimiz onlara beyyineler (apaçık âyetler, deliller, mu’cizeler) getirmişdi Sonra hakîkaten yine içlerinden bir çoğudur ki bunların arkasından, (hâlâ) yer yüzünde (fesâd ve cinâyet husûsunda) muhakkak haddi aşanlardır” “Allâh’a ve Rasûlüne (ve mü’minlere) harb açanların, yeryüzünde (yol kesmek suretiyle) fesâdcılığa koşanların cezâ’sı, ancak öldürülmeleri, ya asılmaları, yâhud (sağ) elleri ile (sol) ayaklarının çaprazvârî kesilmeleri, yâhud da (bulundukları) ye r den sürülmeleridi r Bu, onların dünyâdaki rüsvaylığıdır Âhiretde ise onlara pek büyük bir azâb da vardır” 66 Âyet - i kerî me’sinde ifâde buyurulan insanlık âleminin her ferdi, halifelik şerefine namzet ahsen - i takvim üzerine yaratılan ve kemâlâtın cemisini kendisinde to playan mükerrem, muazzez, muhterem bir varlık olduğundan böyle bir şahsı haksız yere öldürmek bütün insanları öldürmek gibi büyük bir suçdur Bunun için bir kimseyi haksız yere öldüren bir kimse herkesi öldürmüş gibi Allâh’ın gazabına ve azâb - ı azîme müste hık olur da hayat hakkı kalmaz, kanı heder olup katli vâcib olur Bununla berâber toplumların bir ferdi olan böyle şerefli bir insanı , karşılaşacağı - küfür, şirk, fitne, fesad, açlık, susuzluk, 66 - Mâide, 32 - 33 Organ nakli câiz midir? 45 yangın, zulüm, suda boğulmak, soğuktan donmak, gibi - dün yevî ve uhrevî her hangi bir tehlikeden veyâ helâkden kurtarmak, onu afvetmek veyâ katline mâni’ olmak sûretiyle hayâtının devamına sebeb olmak ve aklından geçtiği halde onun katlinden elini çekmek de, bütün insanların ve toplumların katlinden elini çekip onları ihyâ ’ etmek gibidir Bunun içindir ki Hazreti Muhammed sallâ’llâhü aleyhi ve selem, Hayber’in fethi esnâsında kumandayı Hazreti Ali radıye’llâhü anh ’ a v erince, “Yâ Rasûle’llâh, bunlarla harb, bizim gibi Müslümân yapıncaya kadar mı?”, diye sordu O da, “Yâ Ali, ağır ol Hayber sâhasında uygun bir yere inip ordugâhını kur Evvelâ onları İslâm Dîni’ne da’vet et ve üzerine vâcib olan İslâm Dîni esâslarını haber ver Yâ Ali tek bir kişinin senin irşâdın ile Müslümân olması, iyi bil ki sana kızıl develer bahş edilmesinden, senin de onları yoksullara tasadduk etmenden hayırlıdır” b uyurması , - birkaç günlük geçici dünyâ hayâtı ve rahatlığı için değil - İslâm’ı tavsıye edip Sırât - ı müstekîm’e yönelterek dünyevî ve uhrevî can lar kurtarmanın en önemli , en büyük ve en mutlu bir örneğidir 67 67 - Sahîh - i Buhârî Muhtasarı Tecrîd - i Sarîh Tercemesi,C 8 ss 345 (1236 nolu Hadîs - i şerîf) ve C 10 ss 28 0 Kâmil Miras Organ nakli câiz midir? 46 Çünkü ihyanın ( diriltmenin ) hakîkî ma’nâsı, Allâhü Teâlâ’nın kudreti dâhilinde olup insanlar için mümkün olmadığından, bir kimsenin bir kimseyi - dünyevî ve uhrevî - helâkten kurtarmasına v e onu himâye etmesine , “ ihyâ ’ : diriltme, yeni bir can verircesine iyilik lûtfunda bulunma ” denilmişdir 68 Bunun için “ Emr - i bi’ l - ma’rûf ve nehy - i ani’l - münker” in hedefi de, iki cihanda ferdlerin, ailelerin ve toplumların huzur ve mutluluğunu te’min et mekdir Ancak dînin meşrû’ kıldığı konularda hak lı olarak bir kimseyi öldürmek, îmândan sonra dîninden dönüp irtidâd etmek, yol kesmek, meşrû’ bir halifeye karşı ayaklanıp isyân etmek, harb eden bir kâfir olmak ve yer yüzünü ifsâd edip fesâda vermek g ibi konularda insanı öldürmek meşrû’ olup mübâhdır Kısas âyetleri ve benzerleri, bunun e n açık birer delilidir Her i nsanın kanı canı, malı, ırz ve nâmûsu, akıl ve dîni gayet kıymetlidir, heder olmaz Bunun için bir şahsı haksız yere öldürmek, bütü n insanları öldürmek gibidir, denilmişdir Çünkü böyle bir cinâyeti işleyen bir şahıs, elinden gelse - kendi çıkarı uğruna - bütün insanları öldürmekden de geri kalmaz Bu bakımdan âyet - i kerîme’de, “Kim bir canı, bir can mukâbilinde veyâ yer yüzün de bir fesâd çıkarmakdan dolayı olmayarak, öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur Kim de onu kurtarırsa bütün insanları diriltmiş gibi olur” 68 - Hulâsatü’l - Beyân fî Tefsîri’l - Kur’ân,C 3 ss 1207 Mehmed Vehbi Organ nakli câiz midir? 47 buyurulması, - Allâhü a’lem - , ferdlerin, ailelerin ve toplumların dünyevî ve uhrevî huzurunu te’mîn edi p Allâh’a yöneltmek ; yer yüzündeki bütün insanları Allâhü Teâlâ’ya kullukdan uzaklaştırıp küfür, şirk, anarşi, fitne, fesâd, terör, fuhuş ve akla - hayâle gelmedik hayâsızlık ve ahlâksızlıkda tek bir ümmet hâline getirmeye yönelik çalı şmaları bertaraf etmek içindir Yoksa henüz öldüğü kat’î olarak belli olmayan bir kimseyi, - beyin ölümü gerçekleşmişdir - diyerek parçalayıp başka bir kimsenin hastalığına devâ’ etmek değildir Âyet - i kerîme’nin üst tarafındaki Hâbil ve Kâbil kıssası, peygamberleri bile katl ederek insanları öldürmeyi kendileri için bir ma’rifet sayan Yahûdî’lerin fitne, fesâd ve cinâyetlerinin dile getirilmesi; alt tarafındaki fitne, fesâd ve cinâyet tehlikelerinin toplumları helâke götürmemesi için ifâde buyurulan cezâ’lar, bu husûsu açık b ir şekilde te’yîd etmektedir Ayrıca, bir musîbet zamânında , ( َ ِ ه ْ ي ل ِ إ َ ا � ن ِ إ و َ ِ ه ّ ل ِ ل َ ا � ن ِ إ ََ ن ُ و ع ِ ج ا ر : İnnâ li’llâhi ve innâ ileyhi râciûn : - Biz (dünyâda) Allâh’ın (teslim olmuş kulları) yız ve biz (âhiretde) O’na dönücüleriz - ) cümlesini söyle yere k kazâya rıza göstermek de, ehl - i îmân hakkında bir ukûbet ( bir cezâ’, bir eziyet, bir azâb ) değil , büyük bir ni’met dir Çünkü, o musîbetin hâlikının Allâhü Teâlâ olduğunu düşünerek â hireti, haşri ve neşri ikrâr ettiği cihetle büyük sevâba nâil olacağı da , bu âyet - i kerîme’den anlaşılan faydalar cümlesindendir ki şu âyet - i kerîme’ler bunun açık bir delîlidir: Organ nakli câiz midir? 48 َ ِ م َ ٍ ء ْ ي ش ِ ب َ ْ م ُ ك � ن و ُ ل ْ ب ن ل و َ ِ ف و ْ لْ اَ ن ََ ِ ع و ُ ْ لْ ا و ََ ِ م َ ٍ ص ْ ق ن و َ ْ ا َ ن َ ْ ا و َ ِ ل ا و م لْ َ لْ َ ْ ن َ ِ س ُ ف َ ِ ت ا ر م � ث لا و ط َ ن ي ِ ر ِ ب ا � ص لاَ ِ ر ِّ ش ب و لا ََ ذ ِ إ َ ن ي ِ ذ � ل ا َ ُ م َم ُ ه ْ ت ب ا ص أ َ ا َ ٌ ة ب ي ِ ص َلا ََ او ُ ل ا ق َ ِ ه ّ ل ِ ل َ ا � ن ِ إ َ ِ ه ْ ي ل ِ إ َ ا � ن ِ إ و َ ن وع ِ ج ا ر ط ََ ِ م َ ٌ ت ا و ل ص َ ْ م ِ ه ْ ي ل ع َ ك ِ ئ ل و ُ أ َ ْ ن ََ ر َ ٌ ة ْ حْ ر و َ ْ م ِ ِّ بِ َلا ََ ك ِ ئ ل و ُ أ و َ َ ن و ُ د ت ْ ه ُ م ْ ل اَ ُ م ُ ه َ “And olsun, sizi biraz korku, (biraz) açlık, (biraz da) mal, can ve mahsul den yana eksiltme ile imtihan edeceğiz Sabr edenlere (lûtf - ü keremimi) müjdele” “Ki onlar kendilerine bir belâ geldiği zaman: - Biz (dünyâda) Allâh’ın (teslim olmuş kulları) yız ve biz (âhiretde) O’na dönücüleriz - diyenlerdir” “Onlar (o teslîmi yyet ve istircâ’ı gösterenler yok mu?) Rabb’lerinden (gelen) mağfiretler ve rahmet hep onların üzerindedir ve onlar doğru yola erdirilenlerin ta kendileridir” 69    İçinde bulunduğumuz şu zamanda organ nakli , tüp bebek , taşıyıcı, kılo nlama , genler i le oynayıp yaratılışın şeklini değiştirmek gibi konularda başarı elde edilmesi ise , Allâhü Teâlâ'nın, sonsuz kudreti karşısında bizleri imtihân etmek için müsâade buyurduğu ba’zı başarılardır ki bunlar , bizi , İblîs’in, 69 - Bakara,15 5 - 157 İstircâ’: Geri dönme ma’nasına olup bir musîbet zamânında , ( َ ِ ه ْ ي ل ِ إ َ ا � ن ِ إ و َ ِ ه ّ ل ِ ل َ ا � ن ِ إ ََ ن ُ و ع ِ ج ا ر َ : İnnâ li’llâhi ve innâ ileyhi râciûn : - Biz (dünyâda) Allâh’ın (teslim olmuş kulları) yız ve biz (âhiretde) O’na dönücüleriz - ) cümlesini söylemekdir Organ nakli câiz midir? 49 “Onlara emr edeceğim de yarat ılışın sûretni ve vasfını değiştirecekler - sözü karşısında, îmâna veyâ küfre yöneltir Çünkü Allâhü Teâlâ’nın , bu şekildeki başarıları bize vermesi, - O’nun ilâhî kânunları karşısında şukür mü edeceğiz yoksa nankörlük yapıp her konudaki başarılarımızı kendimizden bilip küfür ve şirk yoluna mı sapacağız konusunda - bir ibtilâ ( bir imtihan ) içindir Meselâ, çocuğu olmayan ailelerin normal tedâvî yollarını denedikten sonra çocukları olmadığı için çocuk sevdâsı peşinde koşup tüp bebek, taşıyıcı, kılo nla ma gibi meşrû’ olmayan yollar ile çocuk edinmeye çalışmaları, her şey’den önce, Allâhü Teâlâ’nın takdirine boyun eğip teslim olmamak gibi bir isyan hâline bürünmektir ki böyle bir yolla çocuk edinmek şer’an câiz olmayıp gayr - i meşrû’dur Böyle bir çocuğun bu şekilede meydana gelmesi ise, kıyâmet alâmetlerindendir Çünkü her işinde Azîz ve Hakîm olan Allâhü Teâlâ, çocuk hakkında da , Kur’ân - ı Kerîm’ inde şöyle buyurmaktadır ki elbetde bunun Allâhü Teâlâ ındinde bir hıkmeti vardır: َ ُ ك ْ ل ُ م َ ِ ه � ل ِ ل ََ ِ ت ا و ا م � س لا َ ْ ا و َ لْ َ ِ ض ْ ر ط ََ ُ ء ا ش ي َ ا م َ ُ ق ُ ل ْ يَ ط ََ ُ ء ا ش ي َ ْ ن م ِ ل َ ُ ب ه ي َث ا ن ِ إ َ ا َ َ ُ ء ا ش ي َ ن م ِ ل َ ُ ب ه ي و ََ ر و ُ ك � ذ لا لا َن ا ر ْ ك ُ ذ َ ْ م ُ ه ُ ج ِّ و ز ُ ي َ ْ و أ َ ا َث ا ن ِ إ و َ ا ج ََ ْ ن م َ ُ ل ع ْ يَ و ََ ُ ء ا ش ي َ ا م ي ِ ق ع ط ََ ٌ ر ي ِ د ق َ ٌ م ي ِ ل ع َ ُ ه � ن ِ إ َ “Göklerin ve yerin mülkü (ve tasarrufu) Allâh’ı ndır, (ni’meti , belâyı dilediği gibi taksim etmek de O’nun hakkıdır) O ne dilerse yaratır Kimi dilerse ona kızlar (kız evlâdlar) bağışlar, kimi de dilerse ona erkekler (erkek evlâdlar) lûtf eder” Organ nakli câiz midir? 50 “Yâhud (o çocukları) erkekler, dişiler olmak üzere ç ift verir Kimi de dilerse onu kısır bırakır Şübhesiz ki O, Alîm’dir (her şey’i hakkıyle bilendir ) , Kadîr’dir (her şey’e gücü yetendir) ” 70 َ ا َ ْ ن ُ أ َ � ل ُ ك َ ُ ل ِ م ْ � َا م َ ُ م ل ْ ع ي َ ُ ه ّ ل ل َ ْ لْ اَ ُ ض ي ِ غ ت َ ا م و َى ث َ ُ م ا ح ْ ر ََ ُ د ا د ْ ز ت َ ا م و ط ََ ٍ ء ْ ي ش َ � ل ُ ك و َ ِ ِ ب َ ُ ه د ن ِ ع َ ٍ ر ا د ْ ق َ “Allâh, her dişinin neye gebe olacağını, rahimlerin neyi eksik, neyi artık yapacağını bilir O’nun nezdinde her şey’ ölçü iledir” Ra’d, 8 Bu bakımdan y aptığımız veyâ yapacağımız şey’lerin meşrû’ olup olmadığına b akmadan “B en bunu böyl e yapıyorum oluyor ” diyerek o şey’i meşrû’ olmadığı halde meşrû’ bir hâle getirmek, insanları akla hayâle gelmedik sıkıntılara sokmakdan ve bir takım cinâyetlerin işlenmesine sebeb olmakdan başka bir netîce d oğurmaz Kendi hayâtını tehlikeye atarak bi rkaç lira dünyalık için organını satanların, Organ nakli için kaçı rılıp helâk edilen çocukların ve geride bıraktıkları ana, baba ve yakınlarının içleri sızlatan halleri, bunun en açık bir kanıtıdır Böyle yapmakla belki bir insanın isdidrac kabîlinden bir müddet sağlığına kavuşmasına ve bunları yapanların veyâ yaptıranların birkaç kuruş dünyâlık elde etmesine sebeb olabilirsiniz ama, geride kalanların içleri sızlatan perîşan hallerini kurtaramazsınız Hani, merhamet sâhibi kimseler idiniz ? Nerede kaldı 70 - Şûrâ 49 - 50 Organ nakli câiz midir? 51 mer hametiniz? Yoksa merhamet sâhibi sizler, Allâhü Teâlâ’nın sonsuz rahmeti ve merhameti ötesinde daha da mı merhametlisiniz? Merhûm ve mağfûr büyük müfessir Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, aşağıdaki âyet - i kerîme’de, İblîs’in yeminle söylediği beş sözünd en , “Onlara muhakkak emr edeceğim de Allâh’ın hilkât’ini (yarattığını) değiştirecekler” sözünü, şöyle tefsîr etmektedir ki - genlerle oynamak gibi ; yaratılışın sûretini değiştirmeye çalışanlara - büyük bir ibretle okunması tavsiye olunur: لله اَ ن ِ إ َ ُ ء ا ش ي َ ْ ن م ِ ل َ ك ِ ل ذ َ ن و ُ د ا م َ ُ ر ِ ف ْ غ ي و َ ِ ه ِ ب َ ك ر ْ ش ُ ي َ ْ ن أ َ ُ ر ِ ف ْ غ ي َ لآ َ َ ط ََ ْ ن م و َ ا ثا ن ِ ا َ � لا ِ إ َ ِ ه ِ ن و ُ د َ ْ ن ِ م َ ن و ُ ع ْ د ي َ ْ ن ِ إ َ ا د ي ِ ع ب َ لا لآ ض َ � ل ض َ ْ د ق ف َ ِ لله ا ِ ب َ ْ ك ِ ر ْ ش ُ ي ج ََ َ ا د ي ِ ر م َ ا نا ط ْ ي ش َ � لا ِ إ َ ن و ُ ع ْ د ي َ ْ ن ِ إ و لا ََ ُ َ لله اَ ُ ه ن ع ل م ََ َ َ ل ا ق و َ ك ِ د ا ب ِ ع َ ْ ن ِ م َ � ن ذ ِ � تَّ لا َ ا ض و ُ ر ْ ف م َ ا بي ِ ص ن لا ََ و َ ْ م ُ ه � ن � ل ِ ض ُ لا َ و َ ُ لا َ ن ا ذ آَ � ن ُ ك ِّ ت ب ُ ي ل ف َ ْ م ُ ه � ن ر ُ م لآ َ و َ ْ م ُ ه � ن ي ِّ ن م َ ِ م ا ع ْ ن لا ْ ا َ و َ لآ َ ِ لله اَ ق ْ ل خ َ � ن ُ ر ِّ ي غ ُ ي ل ف َ ْ م ُ ه � ن ر ُ م ط ََ ِ ن و ُ د َ ْ ن ِ م َ ا ّ ي ِ ل و َ ن ا ط ْ ي ش لاَ ِ ذ ِ خ � ت ي َ ْ ن م و َ ْ د ق ف َ ِ لله ا ََ ا ني ِ ب ُ م َ ا نا ر ْ س ُ خ َ ر ِ س خ ط َ ُ ي و َ ْ م ُ ه ُ د ِ ع ي َ َ ْ م ِ ه ي ِّ ن م ط ََ ُ ن ا ط ْ ي � ش لاَ ُ م ُ ه ُ د ِ ع ي َ ا م و ا ص ي ِ مُ َا ه ْ ن ع َ ن و ُ د ِ يَ َلآ و َ ُ م � ن ه ج َ ْ م ُ ه ي و ْ ا م َ ك ِ ئ ل ؤ ُ ا َ ا ر و ُ ر ُ غ َ � لا ِ إ َ “Şübhesiz ki Allâh, kendisine eş (ortak) koşulmasını elbetde bağışlamaz Ondan başkasını (ondan başka günahları) dilediği kimse için (tevbe eden kimse için) bağışlar Kim Allâh’a ortak koşarsa o, muhakkak (doğru yoldan) uzak bir sapıklık ile sapmışdır” Organ nakli câiz midir? 52 “Onlar (müşrik’ler) , Allâh’ı bırakırlar da yalnız dişilere (dişi kabûl etd ikleri putlara ve meleklere) taparlar (Böylece) o çok inadcı şeytan’dan başkasına tapmış olmazlar” “Allâhü Teâlâ da, ona (İblîs’e) lâ’net etdi (ve rahmet’inden kovdu) O da (İblîs de) - Celâl’in hakkı için yemîn ederim ki: 1 - Kullarından bir na sîb (bir pay) edineceğim, 2 - Onları mutlakâ saptıracağım, 3 - Muhakkak onları boş kuruntulara (olmayacak şey’lere) boğacağım, 4 - Kesin olarak onlara emr edeceğim de davarların (hayvanların) kulaklarnı (ibâdet ediyoruz zannı ile) yaracaklar (p utlar için nişanlıyacaklar), 5 - Onlara muhakkak emr edeceğim de Allâh’ın hilkâtini (yaratdığını) değiştirecekler - , dedi ” “(Allâhü Teâlâ da), - Kim Allâh’ı bırakarak şeytanı yâr (dost) edinirse, şübhesiz o, açıkdan açığa büyük bir hüsrâna (ziyana ) düşmüşdür - ” buyurdu “(Şeytan) onlara (insanlara) va’d eder (söz verir), onları ümîdlendirir (olmayacak kuruntulara düşürür) Halbuki şeytan’ın onlara va’d etdiği (söz verdiği ) bütün şey’ler, bir gurûr’dan (bir aldatmadan) başka bir şey’ değildir ” “ İşte onlar (böyle) Onların yurtları Cehennem’dir Onlar, oradan kaçacak bir yer de bulamayacaklardır” 71 71 - Nisâ’, 116 - 121 Organ nakli câiz midir? 53 Bu âyet - i kerîmelerde belirtildiği üzere, kâinât içinde insanların en büyük düşmanı olan ve insanların kalbine ( zihnine ) nüfûz ederek o nların aklını şaşırtan, onları hakk ve hayır yollarından saptıran ve Allâh’ın emrine ilk isyân eden İblîs’in, hâlen ve kâlen yeminle söylediği ve insanlar üzerinde gerçekleştirmeye çalıştığı beş söz, insanlık için “ şirk ” in ve “ dalâlet ” in kaynağı olmuşdur Merhûm ve mağfûr büyük müfessir Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, - yukarıda geçtiği gibi - İblîs’in yeminle söylediği beş sözünden , “Onlara muhakkak emr edeceğim de Allâh’ın hilkât’ini (yaratdığını) değiştirecekler” , sözünü, şöyle tefsîr etmekte dir ki , zamânımızda büyük bir ibretle okunması tavsiye olunur: “ İblîs’in iğvâ’sına kapılan ve onun telkin etdiği şey’leri doğru bir davranış zann eden insanlar, yaratılışın sûretini veyâ sıfatını değiştirerek şeklini bozacaklar , yaratılışı kemâline g ötürecekleri yerde bozup çığırından çıkaracaklar , tefsîr’lerde anlatılan misallere nazaran kadını erkek erkeği kadın yapmaya çalışacaklar, bıyıklarını sakallarını yolacaklar, kılıklarını değiştirecekler, suratlarını boyayacaklar, kulak burun kesip göz çıka racaklar, erkekleri iğdiş edip hadım ağası yapacaklar, organlarını yaratılış gâyelerinin dışında kullanmaya başlayacaklar, nikâh yerine sifah yapacaklar (nikâhsız yaşayacaklar), temiz olan şey’leri bırakıp pis olan şey’lere koşacaklar, faydalı olanları bır akıp zararlı olanları tercîh edecekler, vazîfeden kaçıp oyuna gidecekler, doğruluğu budalalık sayıp e ğriliği hüner Organ nakli câiz midir? 54 sayacaklar, harama helâl, helâle haram, iyiye kötü, kötüye iy i diyecekler…H ayır yerine şerr işleyecekler, i’mâr edilmesi lâzım gelen yerleri tahrîb edip tahrîb edilmesi lâzım g elen yerleri de i’mâr edecekler R ûhlarının fıtratındaki selâmet v e safvet duygularını bozacaklar; yaratılışlarındaki din duygusunu, hakk anlayışını, sırât - ı müstekîm inancını bırakacaklar, mahlûk’u Hâlik yerine koyacakla r, Tevhîd ’den çıkıp bâtıl dinler, inançlar, fikirler arkasında koşacaklar, şuna buna kulluk etmeye başlayacaklar, Allâh’ın yaratdığını değiştirdiklerini bilmeyecekler, bilseler de tanımayacaklardır ” 72    Kıyâmet’in alâmeti olarak b ir takım Dec câl - tipli insanlar da , kendi fikir, inanç ve bulgularını, insanlara , - meşrû’ bir şey’ i miş gibi - kabul ettirmek için yaratılışın sûretini veyâ sıfatını değiştirerek başarı elde ettiklerini iddiâ edeceklerdir Fakat bunların hepsi, insanları Allâhü Teâlâ’ya kulluk ve ibâdetden uzaklaştırp küfür ve şirk yollarına götüren şey’lerd en başka bir şey’ olmayacakdır 73 72 - Hak Dîni Kur’ân Dili Türkçe Tefsir C 3 ss 1473 Elmalılı M Hamdi Yazır 73 - Deccâl: Dünyânın son zamanlarında ha kkı bâtıl a, iyiyi kötüye, doğruyu yanlışa karıştıran; hiç durmadan fitne ve fesâdı körükleyen, bu suretle de içinde bulundukları toplumların nizâm ve intizâmını bozan, gerç ek olmayanı gerçek gibi gösteren hilekâr, yalancı, yaldızcı şerir insanlardır Bunla r, dünyâ târihinin son zamanlarında çokça görülecektir ki Kıyâmet alâmetlerindendir Bunun için Hazreti Muhammed aleyhi’s - selâm bu husûsa işâretle şöyle buyurmuştur ِ ل ا � ج د لاَ ن ِ م َ ُ ر ب ْ ك ا َ ٌ ر ْ م ا َ ِ ة ع ا � س لاَ ِ م ا ي ِ ق َ لى ِ ا َ م د آَ ِ ق ْ ل خ َ ْ ين ب َ ا م "Âd em'in yaratıldığı zamandan beri, kıyâmete kadar, Deccâl'in şerrinden daha büyük bir fitne olmamışdır" Riyâzü’s - sâlihîn,C 3 ss 326 (1846 nolu h ş ) Organ nakli câiz midir? 55 Bunun için böyle bir zamanda - ilim nâmına bir takım sapıklıklara yol açan - böyle şerir kimselerin şerlerinden Allâhü Teâlâ'ya sığınmak lâzım geld iğinden O’na sığınmak ve O'ndan yardım dilemek, vâcib 'dir 74 Mesîh Deccâl (Yalancı mesih) denilen bu sahtekar insanların en şerlisi ve tanrılık iddiâsında bulunacak olanı en sonra çıkacakdır ki bu da Hazreti Îsâ aleyhi's - selâm tarafından öldürülüp orta dan kaldırılacakdır Rasûlü’llâh aleyhi’s - selâm ’ın bu Deccâl’ler hakkında ifâde buyurdukları Hadîs - i şerîf’lerden birisi şöyledir ki , ibret alıp böyle kimselerin tuzaklarına düşmememiz tavsıye buyurulmaktadır: َ ل ع َ ٌ م � ر ُ مُ َ و ُ ه و َ ُ ل � ا ج � د لاَ ى ِ ت ْ أ ي َ ِ ض ْ ع ب ِ ب َ ُ ل ِ ز ْ ن ي ف َ ِ ة ن ي ِ د م ْ ل اَ ب ا ق ِ ن َ ل ُ خ ْ د ي َ ْ ن أ َ ِ ه ْ ي لاَ ِ ة ن ي ِ د م ْ ل ا ِ ب َ ِ ت � ل اَ ِ خ ا ب ِّ س ََ ْ ن ِ م َ ْ و أ َ ِ س � ا نلاَ ُ ر ْ ي خ َ و ُ ه َ ٌ ل ُ ج ر َ ٍ ذ ِ ئ م ْ و ي َ ِ ه ْ ي ل ِ إ َ ُ ج ُ ر ْ خ ي ف َ ُ ل ُ و ق ي ف َ ِ س � ا نلاَ ِ ْ يْ خ َ "Deccâl, (Medîne'ye de) gelecekdir Fakat Medîne kapısınd an içeri girmek ona haram kılınmışdır Yalnız Medîne etrâfındaki ba'zı çorak, çakıllı arâzîye inecekdir O gün Medîne halkının en hayırlı bir sîmâsı, yâhud insanların hayırlı sîmâlarından birisi ( Hızır aleyhi's - selâm ) Deccâl'e karşı çık ıp cephe alır da, Ben ş ehâdet ederim ki muhakkak sen, Rasûlü'llâh salla'llâhü aleyhi ve sellem 'in bize haber verdiği Deccâl'sin , der 74 - Hak Dîni Kur'ân Dili Türkçe Tefsir,C 6 ss 4170 - 4172 Elmalılı M Hamdi Yazır Hulâsatü'l - Beyân f î Tefsîri'l - Kur'ân,C 12 ss 4994 Mehmed Vehbi Organ nakli câiz midir? 56 Bunun üzerine Deccâl, başındaki erbâb - ı şekâvete ( alçak kimselere ): - Şimdi ben bu adamı öldürür, sonra dirilt irsem benim ( U lû h iyyet : T anrılık) iddiamda şübhe eder misiniz? diye sorar Eşkiyâ gürûhu da: Hayır, şübhe etmeyiz, derler Deccâl de, (o hayırlı kimseyi veyâ Hızır aleyhi’s - selâm’ ı ) hemen öldürür, sonra da diriltir Dirilen o hayırlı kimse ( veyâ Hızır aleyhi’s - se lâm ) da, - Va'llâhi benim, senin Deccâl olduğun hakkındaki şimdiki kanâatim, bundan evvelki îmânımdan daha kuvvetlidir - , der Bu def'a Deccâl maiyyetine: - Bu adamı öldürünüz, der Fakat bundan sonra Deccâl, o hayırlı kimseyi ( veyâ Hızır aley hi’s - selâm 'ı ) , öldürmeye m uktedir olamaz" 75 Başka bir Hadîs - i şerîf’de de şöyle buyurulmuşdur: ِ ل ا � ج د لاَ ن ِ م َ ُ ر ب ْ ك ا َ ٌ ر ْ م ا َ ِ ة ع ا � س لاَ ِ م ا ي ِ ق َ لى ِ ا َ م د آَ ِ ق ْ ل خ َ ْ ين ب َ ا م َ "Âdem'in yaratıldığı zamandan beri, kıyâmete kadar, Deccâl 'in şerrind en (fitne ve fesâdından) daha büyük bir fitne olmamışdır" 76 75 - S B M Tecrîd - i Sarîh Tercemesi,C 6 ss 242 (893 nolu h ş ) Kâmil Miras Deccâl'in bu adamı öldürüp diriltmesi, onun şakâvet alâmetlerinden olup belli bir zaman için bir ibtilâ' olarak ondan sâdır olma sıdır Buna benzer bir hadîs - i şerîf de, Riyâzü's - Sâlihîn, C 3 ss 327 de (1847) numaralı hadîs - i şerîfdir ki oraya da bakılması tavsıye olunur Bu hadîs - i şerîf'in sonunda, Rasûlü'llâh aleyhi's - selâm şöyle buyurmuşdur: "İşte bu Mü'min, Rabbü'l - â lemîn nezdinde halkın en büyük bir şehîdidir (Yalancı bir zâlime karşı hakkı söylemekden çekinmemişdir)" 76 - Riyâzü's - Sâlihîn,C 3 ss 326 (1846 nolu h ş ) Müslim Organ nakli câiz midir? 57 ن ُ و لا � ج د َ ِ ن ا م � ز لاَ ِ ر ِ خ آَ ِ فِ َ ُ ن ُ و ك ي َ "Âhir zamanda (cihan târihinin son zamanlarında, yalancı, hilekâr, yaldızcı) nice Deccâl'ler olacakdır" َ أ َ ُ و ع َ ُ ذ ََ ِ ب َ ك ََ ِ م َ ْ ن ََ ِ ف َ ْ ت َ ن َ ِ ة ََ ِ نِ ْ ع ي َ ا ي ْ ن � د لا ِ ل ا � ج � د لاَ ة ن ْ ت ِ ف َ َ “ (Allâh’ım), Dünyâ fitnesinden y a’ nî Deccâl şerrinden Sana sığınırım” 77    Her peygamber, ümmetlerinin karşılaştıkları bir takım belâ’lardan kurtulmaları için, Allâhü Teâlâ’ya yönelip günahlarına tevbe etmeleri ni ve Allâhü Teâlâ’dan afv ve mağfiret dilemelerini tavsıye etmişdir Çünkü İnsan oğlunun, hiçbir zaman - insanlık hâli olarak - günah lardan uzak kalması ve bunun netîcesi olarak da bir takım belâ’lara uğramaması mümkün değildir Bunun için böyle durumlarda, َ ا ر و ُ ف غ َ َ لله اَ ِ د ِ يَ ََ َ لله اَ ِ ر ِ ف ْ غ ت ْ س ي َ � ُ ثُ َ ُ ه س ْ ف ن َ ْ م ِ ل ْ ظ ي َ ْ و أ َ ا ء و ُ س َ ْ ل م ْ ع ي َ ْ ن م و ا م ي ِ ح ر َ "Kim bir kötülük yapar, yâhud nefsine zulm eder de sonra Allâh'dan mağfiret dilerse o, Allâh'ı çok yarlığayıcı, çok esirgeyici bulur" 78 َ � ل ا و َ او ُ ر ف ْ غ ت ْ س ا ف َ َ لله اَ او ُ ر ك ذ َ ْ م ُ ه س ُ ف ْ ن ا َ او ُ م ل ظ َ ْ و أ َ ة ش ِ ح ا ف َ او ُ ل ع ف َ ا ذ ِ إ َ ن ي ِ ذ َ ْ م ِ ِ بِ و ُ ن ُ ذ ِ ل ص َََ ُ َ لله اَ � لا ِ إ َ ب و ُ ن � ذ لاَ ُ ر ِ ف ْ غ ي َ ْ ن م و ص َََ او ُ ل ع ف َ ا م َ ى ل ع َاو � ر ِ ص ُ ي َ ْ ل و ن و ُ م ل ْ ع ي َ ْ م ُ ه و َ 77 - S B M Tecrîd - i Sarîh Tercemesi,C 12 ss 347 (2153 nolu h ş ) Kâmil Miras 78 - Nisâ' Sûresi , âyet 110 Organ nakli câiz midir? 58 " (O takvâ sâhibleri) çirkin bir günah işle dikleri, yâhud nefislerine zulm etdikleri vakit hemen Allâh'ı hatırlayarak günahlarının bağışlanmasını (mağfiret edilmesini) isteyenlerdir Günahları Allâh'dan başka kim mağfiret edebilir Bir de onlar, işledikleri (günah) üzerinde, bilib dururlarken, ısrâr etmeyenlerdir" 79 â y e t - i kerîme ’ lerini hatırlayıp işlemiş olduğu küçük veyâ büyük günahlar için kendi rûhunda bir pişmanlık duy malı ve hemen bunun akabinde de Allâhü Teâlâ’ya yönelip günahının afv ve setr edilmesi için - tevbe imkânları elden g i tmeden - O’na yalvarıp tevbe etmeli ve bağışlanmasını dilemelidir ki o musîbet kendisinden kaldırılsın ve ُ ه ْ ن ِ م َ ْ ب ِ ص ُ ي َ ا ْ يْ خ َ ِ ه ِ ب َ ُ َ لله اَ ِ د ِ ر ُ ي َ ْ ن م َ “Allâhü Teâlâ, hayrini dilediği kişiyi sıkıntıya sokar” 80 َ ى ذ أ َ ُ ه ُ ب ي ِ ص ُ ي َ ٍ م ِ ل ْ س ُ م َ ْ ن ِ م َ ا م –َ ش َ ْ و َ ك َ ٌ ة ََ ف َ ا م ََ ف َ ْ و َ ق َ ا ه -ََ ِ ا َ � لا َََ ك َ � ف َ ر َََُللهاََ ِ بِ َ ا ََ س َ ِّ ي َ ا ئ َ ِ ت َ ِ ه َ، َ و َ ُ ح َ � ط َ ْ ت ََ ع َ ْ ن َ ُ ه ََ ُ ذ َ ُ و ن َ ُ ب َ ُ ه َََ ك َ ا م ََ ُ � َ � ط ََ � ش لا َ ج َ ر َ ُ ة ََ و َ ر َ ق َ ا ه “Allâhü Teâlâ, ayağına batan bir diken veyâ başına gelen daha büyük bir sıkıntıdan dolayı, Müslümân’ın günâhlarını bağışlar; ve o Müslümân’ın günahları, ağaç yaprakları gibi dökülür” 81 79 - Âl - i İmrân Sûresi, âyet 135 Buradaki "fâhişe" lâfzının, çirkin bir günâhı işleyen ma'nâsına; "nefsine zulm eden" lâfzının da, o kimseyi yalan şâhitlik ile, bâtıl sözler ile himâye edip koruyan ma'nâsına, olduğunu söyleyenler v ardır Kur'ân - ı Hakîm ve Meâl - i Kerîm, C 1 ss 104 Hasan Basri Çantay 80 - Riyâzü’s - Sâlihîn,C 1 ss 58 (40 nolu h ş ) Buhârî 81 - Riyâzü’s - Sâlihîn,C 1 ss 57 (39 nolu h ş ) Buhârî ve Müslim Organ nakli câiz midir? 59 Hadîs - i şerîf’ ler ine göre, sevâb kazanma sına vesîle olsun Bunun için Allâhü Teâlâ, sonsuz rahmetinin bir eseri olarak, günahkâr ve isyankâr kullarını , küfür , şirk ve isyandan tevbe edi p îmâna dön meleri için - hastalık, rüsvaylık, kıtlık, savaş, esâret, düşman istilâsı ve benzeri şey'ler gibi - türlü türlü sıkıntılar a soktuğu da şübhe götürmez bir gerçektir ki şu ve benzeri âyet - i kerîme’ler bunun açık bir ifâdesidir: َ ِ م َ ْ م ُ ه � ن ق ي ِ ذ ُ ن ل و ن ُ و ع ِ ج ْ ر ي َ ْ م ُ ه � ل ع ل َ ِ بَ ْ ك لا ْ ا َ ِ ب ا ذ ع ْ ل اَ ن و ُ د َ نى ْ د لا ْ ا َ ِ ب ا ذ ع ْ ل اَ ن "Biz, o en büyük azâbdan (âhiret azâbından) önce de onlara mutlakâ yakın azâbdan (katl, esâret, kıtlık, düşman istilâsı, salgın hastalıklar gibi dü n yevî azâblardan) tatdıra cağız Tâki ric'at etsinler ( Küfür, şirk ve nifakdan îmâna dönüp tevbe etsinler diye ) " 82 َ ِ س ُ ف ْ ن لا ْ ا و َ ِ ل ا و ْ م لا ْ ا َ ن ِ م َ ٍ ض ْ ق ن و َ ِ ع ُ و ْ لْ ا و َ ِ ف ْ و ْ لْ اَ ن ِ م َ ٍ ء ْ ي ش ِ ب َ ْ م ُ ك � ن و ُ ل ْ ب ن ل و َ ِ ت ا ر م � ث لا و ط َ ن ي ِ ر ِ ب ا � ص لاَ ِ ر ِّ ش ب و لاَ “And olsun, sizi bira z korku, (biraz) açlık, (biraz da) mal, can ve mahsullerden yana eksiltme ile imtihân edeceğiz Sabr edenlere (lûtf - ü keremi m i) müjdele” 83 Şu halde, ن و ُ ح ِ ل ْ ف ُ ت َ ْ م ُ ك � ل ع ل َ ن ُ و ن ِ م ْ ؤ ُ م ْ ل اَ ه � ي ا َ ا ع ي ِ جَ َ ِ لله اَ لى ِ ا َ ا ُ و ب ُ و ت و َ “Ey Mü’min’ler, He piniz Allâh’a tevbe ediniz ki kurtulabilesiniz , (korktuğunuzdan emîn, umduğunuza nâil olasın ı z) ” 84 82 - Secde, 21 83 - Bakara, 155 84 - Nûr, 31 Organ nakli câiz midir? 60 ا ح و ُ ص ن َ ة ب ْ و ت َ ِ ه � ل لاَ لى ِ إ َ او ُ ب و ُ ت َ او ُ ن م آَ ن ي ِ ذ � ل اَ ا ه � ي أ َ ا ي ط ََ ر ِّ ف ك ُ ي َ ن أ َ ْ م ُ ك � ب ر َى س ع َ ْ م ُ ك ِ ت ا ئ ِّ ي س َ ْ م ُ ك ن ع َ ي ِ ر ْ � َ ٍ ت ا � ن ج َ ْ م ُ ك ل ِ خ ْ د ُ ي و َ ْ ا َ ا ه ِ ت ْ � َن ِ م َ ُ ر ا ه ْ ن لْ لا ََ “Ey îmân edenler, tam bir tevbe ile (samîmî bir tevbe ile) Allâh’a dönün , ( O ’ na yönelip O’n dan yardım ve şifâ’ dileyin) Olur ki Rabb’iniz kötülüklerinizi örter (hastalıklarınıza şifâ’ verir) ve sizi (sıhhate kavuşturup) altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar” b uyurmakta ; Rasû l ü’llâh aleyhi’s - selâm da , ُ ه ل َ ب ْ ن ذ َ لا َ ْ ن م ك َ ِ ب ْ ن � ذ لاَ ن ِ م َ ُ ب ِ ئ � ا تل ا َ “Günâhından tevbe eden günah işle memiş kimse gibidir” 85 hakîkatini dile getirmektedir Hase n - i Basrî rahmetü’llâhi aleyh de kendisinden yardım dileyen üç kişiden , fakirliğinden şik ây e t edip kendisinden yardım isteyen bir kimseye “ Allâh’a istiğfâr et ”; duâ buyursanız da Allâh bana bir oğul verse diyen bir kimseye “Allâh’a istiğfâr et” ; kuraklıkda n bahçesinin kuruduğundan şikâyet eden bir kimseye de “ Allâh’a istiğfâr et ” cevâbını verince, yanında bulunanlar “Ey üstâd, ayrı ayrı bir takım sıkıntıları olan ve sizden yardım isteyen üç kişinin her birine - Tevbe ve istiğfâr edin ki sıkıntınızdan ku rtulasınız - dediniz ” Bunun sebebi nedir? d eyince, “Ben bunu kafa dan atıp söylemedim Nûh aleyhi’s - selâm ’ın her türlü âfet ve zaruretlere müptelâ olan kavmine bunlardan kurtulmaları için: 85 - (500) Hadîs - i şerîf ,ss 137 (295 nolu h ş ) (Râmûz,ss 196) El - Hâcc,Cemâl Eğretli Organ nakli câiz midir? 61 - Rabb’inize istiğfâr ediniz - dediği , Kur’ân’da anlatıldığından ben d e buna dayanarak , benden yardım isteyenlerin hepsine “ - İstiğfâr etmelerini tavsıye ettim ” cevâbını vermiştir ki aynı şekilde b ütün peygamberler de ümmetlerine istiğfar etmeler ini emr etmişlerdir 86 Hazreti Muhammed aleyhi’s - selâm da, geçmiş ve gelecek günahlarının bağışlanmış olmasına rağmen , َ و َ ِ لله ا ََ ِ ا َ ِّ نى َ ََ لا َ ْ س َ ت َ ْ غ َ ِ ف َ ُ ر َللهاََ َ ََ و َ ا َ ُ و ت َ ُ ب ََ ِ ا َ ل َ ْ ي َ ِ ه ََ ِ فِ َ ْ ل اَ َ ي َ ْ و َ ِ م ََ ا َ ْ ك َ ث َ ر ََ ِ م َ ْ ن ََ س َ ْ ب َ ِ ع َ ين ََ م َ � ر َ ة َ "Vallâhi ben günde yetmiş defâdan fazla Allâh'dan beni mağfiret etmesini diler, tevbe ederim" 87 َ ن ا ح ْ ب ُ س ِ ه ْ ي ل ِ إ َ ُ ب ُ و ت ا و َ َ لله اَ ُ ر ِ ف ْ غ ت ْ س ا َ ِ ه ِ د ْ م ِ بِ و َ ِ لله ا َ "Sübhâne'llâhi ve bi - hamdihî estağfiru'llâhe ve etûbü ileyh" "Yâ Rabb, Seni tesbîh ve tenzîh eder, Sana hamd eder, Senden mağfiret diler ve Sana tevbe ederim İlâhî beni efvet" 88 d iyerek ümmetlerine örnek bir istiğfâr şekli teblîğ etmişdir Şu halde tevbe, Allâhü Teâlâ’nın kullarına olan bir lûtfu ve merhameti olduğuna göre, eğer Allâhü Teâlâ tevbe ile kullarının kus urunu afv ve mağfiret etmeyecek olsaydı, dertlerine şifâ’ verm eseydi, kusur işleyen kullarını hemen cezâ’landırsaydı, onların kusur ve isyanlarının afvine hiçbir çâre yok diye kesip atsaydı, - her türlü günahdan korunmuş olan peygamberlerden başka - , insanlardan azâb görmedik 86 - S B M Tecrîd - i Sarih Tercemesi,C,12,ss,334 Kâmil Miras 87 - Buhârî, Ebû Hurayra radıye'llâhü anh 88 - S B M Tecrîd - i Sarih Tercemesi,C,12,ss,335 (2142 nolu h ş ) Kâmil Miras Organ nakli câiz midir? 62 hiçbir kimse kalmazdı Bunun netîcesi olara k da i nsanlar için bundan daha büyük bir felâket olmazdı    Bütün bunlara rağmen - organlarımızın Allâhü Teâlâ’nın bize verdiği birer emânet olduğu esâsına göre - farz edelim ki en yakınlarımızdan birisinin bir organ nakline - meselâ bir böbr ek nakline - ihtiyâcı var “ Böyle bir durumda nasıl hareket etmeliyiz ? ” gibi bir süâl ile karşı karşıya kal ırsak , bu halde , meşû’ olan maddî ve ma’nevî her türlü tedâvî usullerine baş vurup büyük bir sabır ve tam bir teslîmiyyetle Allâhü Teâlâ’nın kaz â ve k aderine râzı olup , َ ٌ ء ا ف ِ ش و َى د ُ ه َاو ُ ن م آَ ن ي ِ ذ � ل ِ ل َ و ُ ه َ ْ ل ُ ق ط “De ki: O (Kur’ân), îmân edenler için hidâyet ve şifâ’dır 89 َ ٌ ء ا ف ِ ش َ و ُ ه َا م َ ِ ن آ ْ ر ُ ق ْ ل اَ ن ِ م َ ُ ل ِّ ز ن ُ ن و ََ ِ ل َ ٌ ة ْ حْ ر و َ ِ إ َ ين ِ م ِ ل ا � ظ لاَ ُ د ي ِ ز ي َ لا و َ ين ِ ن ِ م ْ ؤ ُ م ْ ل َ � لا ا ر ا س خ َ “B iz Kur’ân’dan peyderpey onu indiriyoroz ki o, mü’minler için bir şifâ’ ve bir rahmetdir Zâlimlerin ise o, (maddî ve ma’nevî) zararından başkasını artırmaz” 90 َ ء ا ج َ ْ د ق َ ُ س ا � ن لاَ ا ه � ي أ َ ا ي َ ْ م ُ ك ْ ت ََ م َ ٌ ة ظ ِ ع ْ و ََ ِ م َ ْ ن ََ ر َ ٌ ء ا ف ِ ش و َ ْ م ُ ك ِّ ب ََ ِ ل َ ِ ر و ُ د � ص لاَ ِ فِ َا م َ و َ ِ ل َ ٌ ة ْ حْ ر و َى د ُ ه َ ين ِ ن ِ م ْ ؤ ُ م ْ ل َ “Ey insanlar, size Rabb’inizden bir öğüd, gönüllerde olan (derd) lere bir şifâ’, mü’min’ler için bir hidâyet ve rahmet gelmişdir” 91 89 - Fıssılet 44 90 - İsrâ’, 82 91 - Yûnüs, 57 Organ nakli câiz midir? 63 âyet - i kerîme’ler ine göre O’ndan şifâ ’ ve yardım taleb ederek o yakınımıza ka r şı olan sevgi ve muhabbetimiz karşısında, Allâhü Teâlâ’nın emânetler hakkındaki emir ve nehiylerini yerine getirmek konusundaki Allâh sevgisi ve Allâh korkusu öne geçmelidir ki ilâhî imtihanı kazanmış olalım Aksi takdirde sonsuz rahmet sâhibi Allâhü Teâlâ ’ nın kullarına olan merhameti karşısında bizim cılız me rhametimiz öne geçmiş olur ki böyle bir hâl , bizim ilâhî imtihânı kaybetmemize sebeb olur � م ِ ص ي و َي ِ م ْ ع ُ ي َ ء ْ ي � ش لاَ ك � ب ُ ح َ "Bir şey'i sevmek, gözünü kör, kulağını sağır eder" َََ92 Hadîs - i şerîf’inin ifâde buyurduğu hakîkate binâen b üyük müfessirlerden Meh med Vehbi Efendi de, Hulâsatü’l - Beyân fî Tefsîri’l - Kur’ân, C 1 ss 268 de şöyle demektedir: “Kazâ ’ ya rıza, tarîk - i selâmetdir Çünkü kul, Allâhü Teâlâ’nın gayri her neye muhabbet ed erse muhabbeti , o şey’in bir musîbet olmasına sebeb olur Bunun için muhabbet - i ilâhîyye’nin gayri hiçbir şey’ bâkî olmadığından her şey’ zevâl bulur, ancak muhabbet - i ilâhiye kalır ” “ Meselâ, Hazreti Âdem aleyhi’s - selâm Cennet’e muhabbet edince araya Şeytan’ın hîlesi girdi ve Hazreti Âdem aleyhi’s - selâm Cennet’den yer yüzüne indirildi ve bu sûretle de elinden Cennet gitti; fakat Âdem aleyhi’s - selâm Z ikru’llâh ile berâber kaldı ( Ya’nî cennet sevgisi, Allâh sevgisi ve Allâh korkusu karşısında bir hiç ka ldı )” “ Hazreti Ya’kûb aleyhi’s - selâm, Yûsuf aleyhi’s - selâm ’a fazlaca muhabbet etti Aralarında senelerce ayrılık vukû’ 92 - S B M Tecrîd - i Sarih Tercemesi, C1 ss 329 Ahmed Naim Organ nakli câiz midir? 64 buldu Fakat Ya’kûb aleyhi’s - selâm ancak Z ikr - i Hakk ile b e râber k aldı ( Ya’nî evlât sevgisi, Allâh sevgisi ve Allâh korkusu karşısın da bir hiç k aldı )” “ Bunun için insana lâzım olan, ifrâd ve tefrîd’den sakınarak her hangi bir şey’e fazla muhabetten çekinmekdir Çünkü, dünyânın her cüz’ünde zevâl zarû rî olduğundan muhabbetin â kıbeti de gönül azâbı ve minnettir ” “ Şu halde muhab bet , ancak zevâlden münezzeh olan, ezelen ve ebeden dâim ve bâkî’ olan Allâhü Teâlâ’ya olmak lâzım gelir” Kezâ, İbrâhîm aleyhi’s - selâm , - eşi görülmemiş bir teslîmiyyet v e itâatle - , İsmâil aleyhi’s - selâm ’ı kurban etmek üzere yere yatırdığı zaman, baba n ın Allâh sevgisi ve Allâh korkusu , evlât sevgisine ; oğlunun da Allâh sevgisi ve Allâh korkusu, baba sevgisine ve can sevgisine gâlib geldi Aynı şekilde kendisi ateşe atılırken Allâhü Teâlâ’ya karşı olan teslimiyye ti ve sevgisi, kendi öz ca nına olan sevgisine gâlib ge ldi de hiçbir kimseden en ufak bir yardım talebinde bulunmadığı gibi Rabb’ine olan teslîmiyyetinde de en ufak bir sarsıntı olmadı Evet, insan ın kalbinde, kendisini toprakdan halk edip mahlûk âtın en şerefli bir insanı olarak Halîfelik vasfına l âyık gö ren ve “Ben ondan hayırlıyım Çünkü beni ateşden yaratdın, onu toprakdan yaratdın” diyerek Allâhü Teâlâ’nın “Âdem’e (Âdem için Allâh’a) secde edin vey â âdem ’ in ve neslinin hizmetine girin ” 93 emrine uymayarak isyân eden 93 - A’râf, 11 - 12 Organ nakli câiz midir? 65 İblîs’ den başka tüm yarattıkları nı emrine âmâde kılan Rabb’ inin sevgisi nden ve bu sevgiyi kaybetme korkusu ndan başka bir sevgi ve korku yer etmezse, Allâhü Teâlâ’ya karşı olan teslîmiyyeti ve neticesi de böyle güzel ve şerefli olur Bunun için, Rasûlü’llâh aleyhi’s - selâm ’ın, Vedâ Haccı Hutbesi ’ nde, kazâ ve kader hakkında ifâde buyurduğu şu esâslar da hiçbir zaman hatırımızdan çıkmamalı ve bir kısım insanların meşrû’ olmayan ba’zı başarılar ı, hiç bir zaman bizi aldatmamalıdır: "Ey insanlar, bu âlemde olan işler Allâh'ın kazâ ve kaderine tâbi'dir Her şey' vaktini bekler A llâh acele etmez Takdîre galebe etmek isteyenler mağlûb ve mahcûb, Allâh'a hîle etmek isteyenler perîşân olur ”    Bu raya kadar anlatılan konulardan ve diğer Âyet - i kerîme ve Hadîs - i şerîf’lerden anlaşıldığına göre, zamânımızda yaygın bir hâle gelen “Organ nakli” , “T üp bebek ” , “T aşıyıcı ” , “K ılo nlama” , “Genler ile oynayıp yaratılışın şeklini değiştirmek ” gibi konu lardaki çalışma ve başarılar, bundan sonra da Allâhü Teâlâ’nın ba’zı kimselere verece ği imkânlar ile daha da ileri giderek akla - hayâle gelmedik başarılar elde edilecektir Hattâ o kadar ileri gidilecektir ki bu işleri yapanların en şerlisi, her şey’i kendisinden bilip büyüklük taslayarak Tanrılık iddiâsında bulunacak, bir insanı ikiye bölüp öldürdükten sonra tekrar diriltecek ve insanlar ı kendisinin Tanrı olduğuna inandırmaya çalışacaktır ki bu da Hazreti Îsâ aleyhi's - selâm tarafından öldürülüp ortadan kaldırılacakdır Organ nakli câiz midir? 66 Allâhü Teâlâ’nın, bu şekildeki başarıları biz insanlara vermesi, - O’nun ilâhî kânunları karşısında şukür mü edeceğiz yoksa nankörlük yapıp her konudaki başarılarımızı kendimizden bilip küfür ve şirk yoluna mı sapacağız konusunda - bir imtihan içindir Bu bakımdan Kıyâmet alâmetlerinden olan böyle hadiseler karşısında bize düşen en önemli görev, böyle insanların yapt ıklarına aldanıp küfür ve şirk yollarına sapmamak, karşılaştığımız hâdiselerde ilâhî takdîri hamd - ü senâ’ ile karşılayıp şükür yolunu tutarak bu hususlardaki ilâhî imtihanı kazanmaya çalışmakdır Bunun için bizler de , Yâ Rabb, bizleri ve îmân sâh ibi Mü’min kardeşlerimizi böyle insanların ve şeytanların şerlerinden koru ve cümlemizi Sırât - ı müstekîm’inden ayırma “ Yâ Rabb, vücûdümüze sıhhat ve âfiye t ver Dert verip derman aratma Kendinden başka hiç bir kimseye ve hiçbir şey’ e mu htaç etme Zâte n biz Sana her an muhtâcız Sen bizim Rabb’imizsin, biz de Senin âciz bir er kulunuz Sen bizi koru Yediğimiz, içtiğimiz, kullandığımız helâl rızıklarımızı bize şifâlı kıl ” diye du â ve niyazda buluna rak - tüm Peygamberlerin tavsıye ettiği gibi - , ا َ ْ س َ لآ َى ِ ذ � ل اَ يم ِ ر ك ْ ل اَ م ي ِ ح � ر لاَ م ي ِ ظ ع ْ ل اَ َ لله اَ ُ ر ِ ف ْ غ ت ْ س ا َ َ لله اَ ُ ر ِ ف ْ غ ت ْ س ا َ َ لله اَ ُ ر ِ ف ْ غ ت َ ه ل ِ إ َ م � و ي ق ْ ل اَ � ى ْ لْ اَ و ُ ه َ � لا ِ إ َ ِ ه ْ ي ل ِ إ َ ُ ب ُ و ت ا َ و Organ nakli câiz midir? 67 "Estağfiru'llâh, estağfiru'llâh, estağfiru'llâh, El - Azîm, Er - Rahîm, El - kerîm, ellezî lâ ilâ he illâ hû, el - hayye'l - kayyûme ve etûbü ileyh" 94 "Kendisinden başka ilâh bulunmayan, ezel î ve ebedî hayatla dâimâ diri olan, her şey'in varlığı kendisi ile kâim olup kâinâtı idâre eden, Azîm, Rahîm, Kerîm olan Allâh'dan mağfiret diler, günahlarıma tevbe ederim " diyerek Rabb’ imiz den afv ve mağfiret dileme ye , mübtelâ olduğumuz maddî ve ma’nevî hastalıklardan kurtulup şifâ’ bulmamız için O’ndan yardım istemeye, her fırsatda , ( ُ ين ِ ع ت ْ س ن َ ك ا � ي ِ إ و َ ُ د ُ ب ْ ع ن َ ك ا � ي ِ إ ط : Yâ Rabb, biz Yalnız sana kulluk e der ve yalnız senden yardım dileriz ) âyet - i kerîme’sini okumaya devam edelim ki dünyâda ve ah i retde selâmetde ol alı m M addî ve ma’ nevi dertlerimize şifâ’ bulup onun bunun organına muhtaç olmayalım Yâ Rabb, bizleri, İslâmî hakikatleri senin mura dına uygun bir şekilde anlayıp amel eden ve rızânı kazanıp dünyevî ve uhrevî mutluluğa eren kullarından eyle Âmîn, âmîn,âmîn Ve'l - hamdü li'llâhi Rabbi'l - âlemîn Ali Celâleddin Karakılıç 28 - Mart - 201 2 08 - Cemâziye’l - evvel - 1433    94 - Ebû Dâvud, Vitir, 26 İbn - i Mes'ûd radıye'llâhü anh Organ nakli câiz midir? 68 Organ nakli câiz midir? 69 ______________________________________________ ______________________________________________ ______________________________________________ ______________________________________________ ______________________________________________ _________________________ _____________________ ______________________________________________ ______________________________________________ ______________________________________________ ______________________________________________ ______________________________________________ _____ _________________________________________ ______________________________________________ ______________________________________________ ______________________________________________ ______________________________________________ _______________________________ _______________ ______________________________________________ ______________________________________________ ______________________________________________ ______________________________________________ ______________________________________________ ___________ ___________________________________ ______________________________________________ ______________________________________________ ______________________________________________ ______________________________________________ Organ nakli câiz midir? 70 _____________________________________ _________ ______________________________________________ ______________________________________________ ______________________________________________ ______________________________________________ ______________________________________________ _________________ _____________________________ ______________________________________________ ______________________________________________ ______________________________________________ ______________________________________________ ___________________________________________ ___ ______________________________________________ ______________________________________________ ______________________________________________ ______________________________________________ ______________________________________________ _______________________ _______________________ ______________________________________________ ______________________________________________ ______________________________________________ ______________________________________________ ______________________________________________ ___ ___________________________________________ ______________________________________________ ______________________________________________ Organ nakli câiz midir? 71 َ و ُ ه ََ ا ع ي ِ جَ َ ِ ض ْ ر لا ْ ا َ ِ فِ َ ا م َ ْ م ُ ك ل َ ق ل خ َي ِ ذ � ل ا َ “O (Allâh), Yerde (ve gökde) ne varsa hepsini sizin için (sizin fâideniz için, sizi imtihan etmek için) yaratdı” 95 “ Bir hayat sâhibini kurtarmak için, diğe r bir hayat sâhibini parçalamak câiz değildir ” 96 “ İblîs’in iğvâ’sına kapılan ve onun telkin etdiği şey’leri doğru bir davranış zann eden insanlar, yaratılışın sûretini veyâ sıfatını değiştirerek şeklini bozacaklar , yaratılışı kemâline götürecekleri ye rde bozup çığırından çıkaracaklar , tefsîr’lerde anlatılan misallere nazaran kadını erkek erkeği kadın yapmaya çalışacaklar, bıyıklarını sakallarını yolacaklar, kılıklarını değiştirecekler, suratlarını boyayacaklar, kulak burun kesip göz çıkaracaklar, erkek leri iğdiş edip hadım ağası yapacaklar, organlarını yaratılış gâyelerinin dışında kullanmaya başlayacaklar, nikâh yerine sifah yapacaklar (nikâhsız yaşayacaklar), temiz olan şey’leri bırakıp pis olan şey’lere koşacaklar, faydalı olanları bırakıp zararlı ol anları tercîh edecekler, vazîfeden kaçıp oyuna gidecekler, doğruluğu budalalık sayıp eğriliği hüner sayacaklar, haramı helâl, helâli haram, iyiye kötü, kötüye iyi diyecekler, hayır yerine şerr işleyecekler, i’mâr edilmesi lâzım gelen yerleri tahrîb edip ta hrîb edilmesi lâzım gelen yerleri de i’mâr edecekler, rûhlarının fıtratındaki selâmet ve safvet duygularını bozacaklar, yaratılışlarındaki din duygusunu, hakk anlayışını, sırât - ı müstekîm inancını bırakacaklar, mahlûk’u Hâlik yerine koyacaklar, Tevhîd ’den çıkıp bâtıl dinler, inançlar, fikirler arkasında koşacaklar, şuna buna kulluk etmeye başlayacaklar, Allâh’ın yaratdığını değiştirdiklerini bilmeyecekler, bilseler de tanımayacaklard ı r ” 97 İ nsan organları Allâh’ın mülküdür; bunun için onun üzerindeki t asarruf yetkisi de yalnız Allâh’a âitdir Bir lûtf - ü ilâhî olarak insana verilmiş birer emânetdir Organ nakli Allâh’ın haklarından bir hakk olunca O’nun izni ya da emri olmaksızın onda her hangi bir tasarrufda bulunmak câiz değildir Bunun için de hiç bir kimse kendini öldürme, kendini veyâ ırzını başkasına satma hakkına sâhip olmadığı gibi, bu benim organımdır, dilediğim gibi kullanırım , diyemez 95 - Bakara, 29 96 - Büyük İslâm İlmihâli, ss 455 - 456 Ömer Nasûhi Bilmen 97 - Hak Dîni Kur’ân Dili Türkçe Tefsir C 3 ss 1473 Elmalılı M Hamdi Yazır